Doğu Perinçek Perpa’yı Ziyaret Etti

Doğu Perinçek Perpa’yı Ziyaret Etti

 

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

 

Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek Perpa’yı ziyaret etti.

31 Mayıs 2018 Perşembe günü saat 11:00’de Perpa girişinde Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin, A Ve B Blok yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Doğu Perinçek Perpa B Blok Toplantı salonunda Perpalılara hitap etti.

 

Başkan Hasan Sezgin, Perinçek’e kısaca Perpa’yı tanıtarak, ”Perpa küçük bir Türkiye örneğidir, siyasette başarılı olmak isteyenlerin yolu Perpa’dan dah çok geçmelidir” dedi.

Perpa B Blok Başkanı Mithat Yümlü, Perinçek’e Hoşgeldiniz diyerek, ”Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, diktatörlüğü reddedip, demokrasiy tercih etmiştir, Perinçek’e çıktığı yolda başarılar diliyorum’. dedi.

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

Perpa Toplantı Salonu’nda Perpalılara hitap eden Doğu Perinçek, ”Sizleri saygı ile selamlıyorum, Çarşı esnaflığı bir tür ahilik geleneğidir, ahlak geleneğidir. Türkiye şimdi zor bir dönemde, ekonomide zorluklar yaşıyoruz, güvenlik ve terör sorunu var fakat türkiye zor dönemlerde çözümler üretebilecek potansiyele sahiptir, Bizim tarihimizde var, Ergenekon Destanı zorlukları yenme destanıdır.” dedi.

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

 

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi 2-3 Haziranda

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe başkanlık seçimi için geri sayım devam ediyor. Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin, ”Fenerbahçe’nin Ali Koç ve ekibiyle  yeni bir gelecek vizyonuna kavuşacağına yürekten inanıyorum, kendisine ve ekbine çıktıkları bu yolda başarılar diliyorum” dedi.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe başkanlık seçimi için geri sayım devam ediyor. Sarı Lacivertli kulubün yeni başkanının seçileceği kongre için hazırlıklar devam ederken, başkan adayları Ali Koç ve Aziz Yıldırım’dan açıklamalar gelmeye devam ediyor. Peki, Fenerbahçe başkanlık seçimi ne zaman yapılacak? İşte, futbol otoritesinin dikkatle izleyeceği başkanlık seçimi hakkında bazı bilgiler

Fenerbahçe başkanlık seçimi, futbolu yakından takip eden hemen herkesin yakından ilgilendiği konu olacak. Ali Koç’un, mevcut başkan Aziz Yıldırım karşısında vereceği başkanlık mücadelesi, Türk futbolseverler tarafından yakından takip edilecek. Peki, Fenerbahçe başkanlık seçimi ne zaman yapılacak? İşte, süreç hakkında detaylı bilgiler

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

FENERBAHÇE BAŞKANLIK SEÇİMİ NE ZAMAN?

Aziz Yıldırım ile Ali Koç arasında geçecek olan Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlık seçimi,  toplantıya katılma hakkı olan üyelerin salt çoğunluğunun hazır bulunması halinde 26-27 Mayıs tarihlerinde Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi Fenerium Tribünü’nde gerçekleştirilecek. İlk toplantıda tüzük gereği aranan salt çoğunluk sağlanamadığı için Genel Kurul, 02 – 03 Haziran 2018 tarihlerinde aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın toplanacak.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

ALİ KOÇ KİMDİR?

Ali Koç, 2 Nisan 1967 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Londra’da Harrow School’dan mezun oldu. Rice University’den diplomasını aldı. Harvard University’de yüksek lisans yaptı. ABD’de çeşitli kuruluşlarda çalıştı ve Koç Holding yönetim kurulu üyesi kurumsal iletişim ve bilgi grubu başkanı oldu. Ali Koç, Nevbahar Koç ile evli ve 2 çocuğu bulunmakta.

Ali Koç Fenerbahçe Spor Kulübü’nün eski yöneticisidir. Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesidir ve 1907 Fenerbahçe Derneği’nin başkanlığını yapmaktadır. 30 Mayıs 2015 tarihindeki Fenerbahçe Spor Kulübü olağan kongresinde bir sonraki kongrede başkan adayı olacağını açıklamıştır.

22 Şubat 2016 tarihinde Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekilliğine getirilmiştir.

Ali Koç aynı zamanda Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu üyelerindendir. Ali Koç, Forbes Türkiye’nin 2017’de hazırladığı “En Zengin 100 Türk” listesinde 700 milyon dolarlık servetiyle 50. sırada yer almaktadır.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

ALİ KOÇ’TAN AÇIKLAMALAR

Başkan adayı Ali Koç, CNN Türk’te Hafta Sonu programında Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı. İşte Ali Koç’un açıklamaları:

Bu süreçte bana destek olan aileme çok teşekkür ediyorum. Ben tutkumun peşinden koşarım. Fenerbahçe taraftarının bana karşı olan sevgisine karşılık verememek beni çok üzüyordu. Küçüklüğümden beri hayalimde vardı Fenerbahçe’ye başkan olmak. Rahmi Koç çok demokrat bir insan. Geçen sene 2 Nisan, ben 50. yaşıma bastım. Bu konuşmada bana böyle bir şey olamayacağını ifade etti. Ben kendisiyle konuştum, bu yoldan geri dönüş olmadığını söyledim. Sağ olsunlar sonuna kadar arkamda durdular. 7 gün kaldı, bakalım 7 gün sonunda ne olacak? En büyük itiraz küçük oğlumdan geliyor. Başkan olma kararını aldıktan sonra bütün ailem çok destek oldu. Sonuç ne olursa olsun yola çıktık Allah utandırmasın diye bekliyoruz bakalım neler olacak.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

BU BÜYÜK BİR GURUR

Gittiğim yerlere diğer takım taraftarları da bana destek oluyor, bu büyük bir gurur. Ben başka bir camiaya hiç saygısızlık yapmadım. Bir felsefem var; kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmayacaksın. Fenerbahçe çok daha iyi yönetilmeyi hak ediyor. Ben de bu yüzden başkan olmak istedim. Zihniyet, yatırım bir çok şeyde Türk futbolu olarak çok geride kaldı. Bunun için de aday oldum. Fark yaratabileceğimi düşünüyorum.  Türk futbolunu etkileyebileceğimi düşünüyorum. 10-15 yılda nefret ortamı var. Kulüpler arasındaki şiddet ortamı sona ermeli. Geçen gün okuldan gelen kızım ‘Baba biz Galatasaray’dan nefret mi ediyoruz?’ diye sordu. Biz küçükken böyle bir şey yoktu. Saha içinde kora kor bir rekabet, saha dışında da yapıcı bir rekabet olmalı. Türk futbolunu hak ettiği yere getirmek için kulüpler ve federasyon olarak ortak bir çalışma içinde olmalıyız.Çok yer ziyaret ettik, kulüpleri ziyaret ettik. Türk futbolu çağın çok gerisinde kaldı. Baktığınız zaman sonuçları da ortada. Ben bir fark yaratabileceğimi düşündüm

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

PASSOLİG’E GEREK YOK

Ben Passolig tarafında değilim. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Dünyada sadece İtalya’da vardı; o da kalktı. Bana göre gerek yok. Zararı yok ama desteklemiyorum.

FENERBAHÇE İYİ YÖNETİLMİYOR

Fenerbahçe iyi yönetilmiyor. Günü birlik düşünülüyor. Çok daha akılcı, rasyonel yönetilmeli kulüpler. Sadece biz değil diğer kulüpler de. Günü kurtarma yaklaşımıyla yönetilmemeli. 6 ay var ‘şampiyon olmazsanız yenilemem’ diyorsunuz olmayınca da yenilemiyorsunuz. Bu böyle olmaz. Fenerbahçe’nin borcunun tam olarak ne kadar olduğunu anlamak mümkün değil. Bu tespit edilemiyor. Geçen seneki raporda borç miktarında ‘Batak’ yazıyordu. Kulübe gelen gelirler kulübün kasasına girmiyor ki… Direkt olarak temlik, hisseler rehinli. Fenerbahçe’nin mali geleceği ipotek altına almış. Bence Fenerbahçe finansal açıdan iyi yönetilmiyor. Ben bu işi tek başıma hallederim demiyorum. Bu sorunları çözebilecek akla, mantığa ve vizyona sahip olduğumu söylüyorum. Tek başına yapamam. Yönetime gelirsek her şeyi baştan kuracağız.

KARŞILIK BEKLEMEDEN F.BAHÇE’YE VERECEĞİM BİR MEBLAĞ VAR

Fenerbahçe’nin gelirleri azalıyor. Giderleri artıyor. Bunu tam tersine çevirmemiz gerekiyor.Gelirleri arttırma kısmında ben ve arkadaşlarımın direk etkili olacağı alanlar var. 3 Temmuz’daki kurduğumuz bağlar incelmiş durumda. 3 Temmuz’daki dayanışmamız dünyaya örnek oldu. Taraftarın maça gelmemesini sadece ekonomiye bağlarsanız olmaz. Benim Ali Koç olarak, karşılık beklemeden Fenerbahçe Spor Kulübü’ne vereceğim bir meblağ var. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sponsorluk yapılabilecek tüm alanlarının maksimum seviyeye getirileceğinin taahhüdünü verebilirim. Şirketlerim kulübe her alanda sponsor olacak. Gelirlerimiz artacak. Kulüp bir sermaye grubunun altına girmeyecek. UEFA ile görüşerek sorunları aşacağız.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

AZİZ YILDIRIM KİMDİR?

Aziz Yıldırım, 2 Kasım 1952 tarihinde Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelmiş, ilkokul ve lise eğitimini Düzce’de almıştır. Eğitimine devam ettiği Düzce’de sportif olarak da bir kariyere başlayan Yıldırım, Hamidiyespor Kulübünde amatör futbol oynamıştır.

Üniversite eğimini almak üzere Ankara’ya gitmiş, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde (şu anki adıyla Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakultesi) inşaat mühendisi olarak tahsilini tamamlamıştır. Eğitiminin ardından Maktaş Mühendislik firmasını kuran Yıldırım, savunma sektöründe altyapı ve üstyapı müteahhitlik hizmetleri vermektedir.

15 Şubat 1998 yılından bu yana yapılan seçimlerle 12 kez Fenerbahçe Kulübü Başkanı seçilen Aziz Yıldırım, Kulüp tarihine ismini en uzun süre başkanlık yapan kişi olarak yazdırmıştır.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

AZİZ YILDIRIM’DAN AÇIKLAMALAR

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Hedef 1 Milyon Üye Projesi’nin önemine dikkati çekti. 

Kalamış’taki Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde, Yıldırım ile başkan vekili Mithat Yenigün ve asbaşkan Şekip Mosturoğlu’nun katıldığı “Dönüşüm, Yeni

Dönem” adında bir sunum gerçekleştirildi. 

Sunumun ardından kısa bir konuşma yapan Aziz Yıldırım, şunları kaydetti: 

“Amacımız Fenerbahçe’ye kaynak oluşturmak. Barcelona, Bayern Münih’te statlar dolu. Spor kültürü orada gelişmiş. 1 Milyon Üye Projesi’nde 100 bine ulaştığımızda, tüzüğe madde koyacağız. Kulüp üyeleri muhakkak stattan kombine alacak. Oyuncu almadığınızda bugün kombine alınmıyor. Böyle olunca bütçe dengesiz oluyor. 1 Milyon Üye Projesi Fenerbahçe’nin lokomotifidir. Bu projeyi ilerletmek Fenerbahçelilerin görevidir. Bayrak sallamakla olmaz. 25 milyon taraftarımız var ve buraya 100 bin, 200 bin insanın üye olması lazım. Yakalandığımız kötü operasyonları atlatmamız lazım.” 

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Evleri’nin önemine de vurgu yapan Yıldırım, “Fenerbahçe Evleri, bölgedeki insanların kulübe üye olmasıyla yapılıyor. Bu gelirleri başka türlü yakalayamayız. Saha gelirlerini 2-3 milyon daha artırırsınız. Diğer kalemlerle sağlayamazsınız. Halkın takımı Fenerbahçe, taraftarının sahip çıkmasıyla büyür. ‘Ben Fenerbahçeliyim ama bir şey vermem, yönetim kötü, antrenör kötü.’ demekle olmaz. Basketbolun 30 milyon avro bütçesi var. Sponsor 11 milyon, saha gelirleri 3 milyon avro. Bu açığı kapatan taraftar olmalı. Kur artınca taraftar da ‘Bir şey veremeyiz.’ derse hiçbir şey ilerlemez. Taraftar her şeye katılacak. Forma alıyorlar teşekkür ederiz ama diğerlerine de destek vermeliler.” ifadelerini kullandı. 

Sunumdan öne çıkanlar 

Sunumda, Aziz Yıldırım’ın 20 yıllık başkanlık döneminde, kazanılan sportif başarılar ile yapılan tesisleşme yatırımlarını anlatılırken, sarı-lacivertli kulübün mali yapısının 10 kat büyüdüğü savunuldu. 

Sunumda, başkanlığa tekrar seçilmesi durumunda Aziz Yıldırım’la yeni dönemde bütün branşlarda her sezon Avrupa’nın ilk 8 takımı arasında yer alınması, 2023’te gelirlerin yüzde yüz arttırılması gibi hedeflerin olduğu vurgulandı. 

“Fenerbahçe ekolünün” oluşturulacağı ve Avrupa’nın ilk 10 kulübü arasına girileceği iddia edilen sunumda, “Siyah Çoraplılar Futbol Akademisi”ne de vurgu yapıldı. 

“Futbol Yatırımları AŞ” adında bir oluşum kurulacağı ve buraya 5 tane İstanbul’dan pilot takımın katılacağı aktarıldı. 

Basketbolda teknik ve sporcu kadrosunun korunacağı, voleybolda ise yabancı oyuncu transferi altyapı sayesinde en aza indirileceği belirtildi. 

FB TV’nin dışında sadece Fenerbahçelilere değil tüm sporseverlerin ilgisini çekeceği yeni bir digital spor kanalının kurulacağı da sunumda yer aldı. 

Uluslararası seviyede bir giyim markasının daha oluşturulacağı ve e-ticarete önem verileceği ifade edildi.

HABERLER    PERPA FİRMALAR    PERPA İŞ İLANLARI     ANA SAYFA    PERPA

Vergi Barışında Son Gün 31 Temmuz

Vergi Barışında Son Gün 31 Temmuz

Maliye Bakanlığı, vergi barışının nasıl uygulanacağına ilişkin düzenlemeleri açıkladı. Buna göre bir şirket barışı seçtiğinde faizi düşecek ve maliyet avantajı sağlayacak. Yapılandırılan borçta eylül ayının sonuna kadar ödeme yapılmazsa avantaj kaybolacak.

VERGİ borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik yasanın resmileşmesinin ardından Maliye Bakanlığı da uygulamanın nasıl olacağına açıklık getiren ikincil düzenlemeleri hazırladı. Buna göre borçlar için 31 Temmuz 2018 akşamına kadar başvuru yapılabilecek. İlk taksit pazar gününe denk geldiği için 1 Ekim 2018 tarihine kadar ödenecek. Hazırlanan tebliğ taslağında cezaların nasıl yapılandırılacağı örneklerle anlatıldı. 28 Haziran 2017 tarihinde 206 lira trafik cezası alan bir kişi, yapılandırma olmasaydı 113 liralık faiz ödemek zorunda kalacaktı. Bunu yerine yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) katsayısı ile faiz 7.93 liraya düşecek. Böylece toplamda 319 lira yerine 214 lira ödenecek.

 

PEŞİN ÖDERSE

 

Vergi ve diğer alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasanın uygulanmasına yönelik hazırlanan tebliğ taslağına göre, borcunu peşin olarak ilk taksit ödeme süresi içinde ödemek isteyenlerin faizlerinin yüzde 90’ı silinecek. Örneğin 108 bin liralık borcu olan bir mükellef borcunu peşin ödemek isterse 20 bin 250 liralık faiz yerine, 2 bin 25 liralık Yİ-ÜFE katsayısına göre borcunu ödeyebilecek. Yapılandırmadan önce 128 bin 250 lira olan borç, yapılandırmadan sonra 108 bin artı 2 bin 25 liradan toplamda 110 bin 25 liraya düşecek. Aynı mükellef yapılandırdığı bu borcunu eylül ayının sonuna kadar ödemezse geç ödeme zammı üstüne eklenecek. Yani bin 795 lira eklenecek. Bu sefer yüzde 50 oranında indirim uygulanacak. 20 bin 250 lira yerine 10 bin 125 liralık Yİ-ÜFE üzerinden borcunu ödeyebilecek.

 

18 TAKSİTLE ÖDEME

25 Nisan 2017 tarihinde 4 bin 432 lira trafik para cezası olan bir mükellef borcunu 18 eşit taksitte ödemek istediğinde öncelikle vergi dairesine başvuracak. 4 bin 432 liralık borcun faizi, 17 Mayıs 2018 tarihine kadar yüzde 65 oranında artarak 2 bin 880 liraya ulaşıyor. Borcun faizi yapılandırmaya dahil olduğu için 201,66 liraya düşecek. Toplam borç anaparayla birlikte 4 bin 633 lira olacak. Mükellef borcunu 18 taksitle ödeyeceği için 1,15’lik katsayı uygulanacak. Bu durumda borç 5 bin 328 liraya yükselecek. Borcunu 296 lira taksitle ödeyebilecek.

 

TAKSİTİ KAPATMAK

 

Aynı mükellef eylül ayında vergi dairesine başvurarak taksit tutarlarını peşin ödemek isterse bu sefer para cezasının aslından yüzde 25, faizinden yüzde 90 indirim yapılacak. Para cezasının aslı 3 bin 324 liraya, faizi ise 20,17 liraya düşecek. Toplamda 3 bin 344 lira ödeyerek borcunu kapatabilecek.

 

KREDİ KARTI İLE ÖDEME

 

Yapılandırma borçları kredi kartı ile yapılabilecek. Maliye Bakanlığı, bankalarla gerekli anlaşmaları sağladı. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığı’nın www.gib.gov.tr adresi üzerinden yapılabilecek. Bankaların uygulama geliştirmeleri halinde internet siteleri veya şubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat yapılabilecek. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten (topluca) ödenmesi ya da taksitin ilgili taksit aylarına yansıtılması suretiyle de ödenmesi şeklinde yapılabilecek. Örneğin, borçlu tarafından kanun kapsamında taksitlendirilmiş alacağın ilk iki taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan Eylül 2018 ve Kasım 2018 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü izleyen 20 gün içinde Hazine hesaplarına

aktarılacak.

 

Paris İklim Anlaşması

Paris İklim Anlaşması

Laurence Tubiana

Paris İklim Anlaşması’nın mimarlarından biri olan Avrupa İklim Vakfı (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilme kararını değerlendirirken, “Bazen insanlar diyor ki ‘Eğer yapamıyorsak anlaşmadan vazgeçelim.’ Ancak bu çılgınca. Çünkü 4-5 derecelik bir ısınmayla dünyada büyük bir tahribat yaşanır” diyor.

Paris İklim Anlaşması

AVRUPA İklim Vakfı (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması’nın da mimarlarından biri. Tubiana geçtiğimiz hafta, ECF, Almanya’nın enerji konusundaki en etkin düşünce kuruluşu Agora Energiewende ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortaklığında kurulan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin kuruluşu nedeniyle İstanbul’daydı. Kendisine Paris Anlaşması sonrasını, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilme kararı açıklamasının ardından iklim mücadelesinde neler yaşandığını sordum. Trump’ın ABD’yi anlaşmadan çekme kararına yönelik “Elbette iyi haber değil” yorumu yapan Tubiana, “Diğer yandan Trump bu anlaşmanın ne kadar dirençli olduğunu gösterdi çünkü başka kimse çıkmadı” diyor. 1997’de Kyoto Protokolü devreye girdiğinde, ABD protokolü imzalamamış ve birçok ülke de ABD’nin peşinden gidip, protokolü imzalamama kararı vermişti. Paris Anlaşması’nda ise benzer durum yaşanmadı. Paris İklim Anlaşması’nda başlıca amacın her ülkenin kendi hedeflerini belirlemesini sağlamak olduğunu anımsatan Tubiana, iklimle mücadelede yeterince hızlı olmadığımızdan şikâyet ediyor.

Paris İklim Anlaşması

BÜYÜK TAHRİBAT YAŞANIR

Bundan endişe duyduğunu söyleyen Tubiana, şöyle devam ediyor: “Eğer küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmak istiyorsak- ki zaten 1 derecelik sıcaklık artışına ulaştık- önümüzde küçük bir eylem alanı var. Ve emisyonlar hala küresel düzeyde artıyor. Bu yüzden benim kaygım, evet düşüncede, teknolojide ve ekonomide gerçekten bir dönüşüm geçirdik ve geçiriyoruz, ama çok yavaş. Bu kesin. Şimdiyse en büyük zorluk bunu nasıl hızlandıracağımız. Tabii muhalif bir ABD hükümetine sahip olma handikabı da yardımcı olmuyor. Çünkü bu durum başkaları üzerindeki baskıyı azaltıyor ve ABD büyük bir ekonomi. Ama başka seçeneğimiz de yok. Bazen insanlar yapamazsak, anlaşmadan vazgeçmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu çılgınca. Çılgınca çünkü ülkeler sadece Paris için taahhütlerini yerine getirse bile- ki bu yapılabilir- bu küresel sıcaklığı sınırlayabiliyor. Eğer bu olmazsa sıcaklık artışı 4-5 dereceye çıkabilir. Bunun ise neye benzeyeceğini bilmiyoruz, muhtemelen birçok doğal ortamda, hatta insanların yaşam alanlarında büyük bir tahribat yaratacak. Yani insan türü olarak yaşadığımız bu gezegen için elimizden geleni yapmalıyız. Bu hedefte başarılı olamasak bile. Bu yüzden insanlar ‘Eğer başaramayacaksak neden uğraşalım’ derken hep endişe duyuyorum. Hayır! Bu büyük bir şey. Sorun, insanların hayatta kalmaları için bunun ne kadar önemli olduğunu anlamamaları.”

Paris İklim Anlaşması

KÜRESEL VATANDAŞLIK MESELESİ

 

ABD’den sonra Çin’in iklim değişikliği konusunda “meşale taşıyıcı” olma görevine soyunduğunu anlatan Tubiana, “Fakat kontrol ve dengeye sahip olmak her zaman çok iyidir. Çünkü onlar bir şeyler yapıyorlar ama diğer yandan Çin’den dünyanın diğer ülkelerine çok fazla sermaye akışı var ve şu anda çoğu yüksek karbonlu sektörlere gidiyor. Ve anlaşma bir arkadaş baskısı gibi işliyor. Bu nedenle, ABD’nin kaybını yeniden dengeleme sorunu gerçek bir sorun. Burada Avrupa devreye girmeli ve giriyor da” yorumunu yapıyor. ABD’de ise hükümetin dışında büyük şirketler, bankalar, yerel otoriteler, STK’lar ve topluluklar gibi farklı unsurların iklim değişikliği konusunda elini taşın altına koyduğunu Tubiana, “Aslında liderliğin doğası da değişti” diyor. Trump çekileceklerini açıkladığında, ABD’de ‘Hükümet olarak çekilebilirsiniz, ama biz hala varız’ diyen bir hareketin başladığına işaret eden Tubiana, “Eğer işletmeler ya da şehirler ‘Ne istersen yapabilirsin ama biz yurttaş olarak,

küresel hedefe bağlı kalmamız gerektiğine karar verdik’ diyorsa, bu uluslararası hükümetler arası bir şey olmaktan çıkıp küresel bir vatandaşlık meselesine dönüşüyor ve süreç tamamen değişiyor” diyor.

 

İKLİMDE TEHLİKELİ SENARYO

“2 santigrat derece ısınma sınırına ulaşırsak ne olur?” sorumuza karşılık Tubiana, şunları anlatıyor: “Afrika ya da Ortadoğu’nun birçok bölgesinde kuraklık yaşanıyor. Bu bölge çok daha fazla etkilenecek. Bölge zaten politik olarak çok karmaşık ve bu soruna Doğu Akdeniz’in deniz seviyesindeki yükselişinin herhangi bir başka bölgeye veya denize göre daha hızlı yükseleceğini de ekliyorsunuz. Böylece Mısır ya da Lübnan gibi ülkelerde deniz seviyesindeki yükseliş sahip oldukları tüm iyi suların yüksek oranda tuzlanmasına yol açacak. Kaynakların tuzlanması gerçekten bir sorun çünkü o zaman tarım ve insanlar için kullandığınız suyu tuzdan arındırmak zorunda kalacaksınız ve bu hala çok pahalı. Ve tabii ki bölgedeki su mevcudiyeti, her yerde yaşanan kar sorunu nedeniyle yoğun bir şekilde azalacaktır. Sudan’da görüyorsunuz Etiyopya’da, Çad’de şu anda iklim mültecileri var. Bazı analizler, Suriye’deki kuraklığın büyük olasılıkla siyasi krizi derinleştirdiğini gösteriyor. Göç üzerindeki iklim boyutunu zaten ölçebiliriz, göç akışını arttırdı ve muazzam ölçüde artıracak. Bu gelecek bir şey değil, şimdi yaşanıyor. İnsanların suları yoksa, su için savaşırlar ya da hareket ederler. Bu yıl ortalama sıcaklıkta en yüksek oldu. New York’ta bir gün 2 dereceyken, ertesi gün 26 derece olan bir hava var; hava dengesizliği gerçekten çok yüksek. Ve sonra daha görünmez bir şey var, sağlık meselesi. Direnmeye alışık olmadığımız, sıcak bölgelerden kuzey bölgelerine gelen bir dizi virüs var.”

Paris İklim Anlaşması

 

2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir. Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

 

Paris Anlaşması’nın, BMİDÇŞ ile karşılaştırıldığında en ayırt edici özelliği, tüm ülkelerin katkılarına dayanacak bir sistem öngörülmüş olmasıdır. Anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasına ve tüm ülkelerin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi tahtında sorumluluk üstlenmesi anlayışına dayandırılmıştır. Gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasının yapılabilmesi için bir kıstas belirlenmemiş; herhangi bir farklılaştırmaya da gidilmemiştir.

 

Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.

 

İklim değişikliği ile mücadele bağlamında Anlaşma, ulusal katkılar, azaltım, uyum, kayıp/zarar, finansman, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme, şeffaflık, durum değerlendirmesi konularına ilişkin uygulamam modaliteleri belirlenmek üzere bir çerçeve oluşturmuştur.

 

Anlaşma, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine maruz kalan ülkelerin uyum ve direnç kabiliyetlerinin artırılması ile sera gazı emisyon azaltım kapasitelerinin yükseltilmesi amacıyla öncelikle gelişmiş ülkelerin, En Az gelişmiş Ülkeler ve Küçük Ada Devletleri başta olmak üzere ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelere finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme imkanları sağlamaları öngörmektedir.

 

Emisyon azaltımı hususunda Anlaşma’da, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltımı hedeflerini sürdürmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise emisyon azaltımı hedeflerini yükselterek farklı milli koşulları uyarınca, zaman içinde tüm sektörleri kapsayacak yeni, artırılmış hedefler benimsemelerini telkin etmektedir.

 

Bu hedeflerin uygulamaya konulması bağlamında ulusal katkılar, Anlaşma’nın önemli saç ayaklarından birini oluşturmaktadır. Ülkemiz, 20 Eylül 2015 tarihinde 2030 yılı itibariyle gerçekleşmesi öngörülen “Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı” (INDC) beyanını %21’e varan artıştan azaltım olarak açıklamıştır. Bilim dünyasınca yapılan değerlendirmelere göre, bildirilen tüm ulusal katkılar hayata geçirilse dahi, 2°C hedefine ulaşılmada yetersiz kalınacağı ve çabaların arttırılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Nitekim Paris Anlaşması, Ulusal Katkı Beyanlarını (NDCs) periyodik olarak gözden geçirilmesi ve hedeflerin tedricen yükseltilmesini öngörmektedir.

 

Ülkemiz, Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış ve Ulusal Beyanımızda Anlaşma’yı gelişmekte olan bir ülke olarak imzaladığımız vurgulanmıştır.

 

Paris Anlaşması’nın kabulünden 1 yıl geçmeden yürürlüğe giren ilk küresel anlaşmadır.

 

7-18 Kasım 2016 tarihlerinde Marakeş’te düzenlenen BMİDÇS 22. Taraflar Konferansı, Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi sonrasında gerçekleştirilen ilk taraflar konferansı olması bağlamında, “Eylem Konferansı” olarak adlandırılmıştır.

 

Marakeş Taraflar Konferansından hemen öncesinde, gelişmiş ülkelerin 100 milyar dolar taahhüdüne ilişkin açıklanan “100 Milyar ABD Doları Yol Haritası”da, finansman bağlamında gelinen noktanın değerlendirilmesi açısından önemlidir.

 

Toplantı sonucunda, Paris Anlaşması’nın uygulama parametrelerinin en geç 2018 yılında tamamlanması öngörülmüştür. 2017-2020 süreci için “Küresel İklim Eylemi için Marakeş Ortaklığı” başlatılmış ve “İklim ve Sürdürülebilir Kalkınmaya dair Marakeş Eylem Duyurusu” (Marrakech Action Proclamation) kabul edilmiştir.

 

BMİDÇS 23. Taraflar Konferansı (COP 23) 6-17 Kasım 2017’de Fiji başkanlığı adına Bonn’da yapılacaktır.

 

Paris Anlaşması’na Giden Süreç

 

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2007 yılında yayımlanan 4. Değerlendirme Raporunda küresel ısınmanın tartışmasız bir gerçek olduğu; sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltılmasında geç kalınırsa iklim değişikliğinin ağır etkilerinin olacağı ve dolayısıyla küresel emisyonların acilen hızlı bir şekilde azaltılması gerektiği vurgulanmıştır.

 

Bu çağrı dikkate alınarak 2007 yılında düzenlenen 13. Taraflar Konferansı sonucunda Bali Yol Haritası oluşturulmuş, iklim müzakerelerinde iki paralel süreç başlatılarak, Kyoto Protokolü için 2012 sonrası müzakereler ile 2020 sonrası yeni iklim rejiminin müzakereleri sürecine adım atılmıştır.

 

Bali yol haritasında, tüm gelişmiş ülkelerin ulusal plan ve programlarına uygun azaltım taahhütleri veya faaliyetleri üstlenmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise teknoloji, finansman ve kapasite geliştirme faaliyetleri ile sağlanan ve desteklenen sürdürülebilir kalkınma hedefleri bağlamında, ulusal programlarına uygun azaltım faaliyetleri (NAMA) üstlenmeleri yer almıştır. 2012 sonrası iklim rejiminin belirlenmesi için ise, ortak vizyon, azaltım, uyum, teknoloji transferi ve finansman konu başlıkları altında müzakeler gerçekleşmiştir.

 

2009 yılında Kopenhag’da düzenlenen 15. Taraflar Konferansı uluslararası toplumda hayal kırıklığı yaratmış olmasına karşın, konferans sonucunda oluşturulan yasal bağlayıcılığı olmayan “Kopenhag Uzlaşma Metni”, müzakerelere yön verecek bir siyasi uzlaşı belgesi olmuştur.

 

Ek-I ülkelerinin 2020 yılı için sayısallaştırılmış, tüm ekonomiyi kapsayacak şekilde emisyon azaltım hedeflerini uygulamayı taahhüt etmiş, Ek-I Dışı ülkeler ise, azaltım faaliyetlerini (NAMA) uygulayacaklarını ifade edilmişlerdir. Uzlaşma metninde ilk kez Yeşil İklim Fonu (GCF) telaffuz edilmiş; iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli ayağı olarak gelişmekte olan ülkelere sağlanacak finansman desteği çerçevesinde, 2010-2012 dönemi için gelişmekte olan ülkelere 30 milyar dolar, uzun dönemde ise, 2020 itibariyle yıllık 100 milyar dolar finansman yardımı yapılması kararı alınmıştır. Bu fonun büyük bir kısmının ise Yeşil İklim Fonu üzerinden gitmesi gerektiği belirtilmiştir. Kopenhag’da ayrıca İklim Teknoloji Merkezi ve Ağı’nın (CTCN) temelini oluşturan teknoloji mekanizması kurulması kararı alınmıştır.

 

Bu doğrultuda, 2010 yılında Cancun’da düzenlenen 16. Taraflar Konferansı sonrasında Yeşil İklim Fonu (GCF) ve CTCN’in kurulmasına karar verilmiştir. Finansman hedefi olarak yine Kopenhag uzlaşma metninde geçen kısa vadede 30 milyar dolar, uzun vadede ise 100 milyar dolar zikredilmiştir.

 

2011 yılında Durban 17. Taraflar Konferansında, 2015 yılında imzalanmak üzere 2020 yılında yürürlüğe girmesi beklenen uluslararası bir anlaşma taslağı hazırlanması için Durban Güçlendirilmiş Eylem Platformu Geçici Çalışma Grubu (ADP) oluşturulmuştur.

 

2012 yılında düzenlenen Doha Konferansı, Kyoto Protokolü’nün ikinci taahhüt döneminin kabul edilmesinin yanısıra, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen küçük ada devletleri ve en az gelişmiş ülkelerinin “iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan kayıp ve zararlar” kavramının uluslararası müzakerelere eklenmesi bağlamında önemli bir dönüm noktası olmuştur.

 

2013 yılı sonunda gerçekleştirilen Varşova 19.Taraflar Konferansı sonucunda, sözleşmeye taraf tüm ülkeler, 2020 yılı sonrası tarafların iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde çabalarını yansıtacak ulusal olarak belirleyecekleri katkılarını 21.Taraflar Toplantısı öncesi 2015 yılı Ekim ayına kadar sunmaya davet edilmiştir.

 

Varşova sonrası, 2014’de Lima’da gerçekleştirilen 20.Taraflar Konferansında ise ulusal katkıların çerçevesi belirlenmeye çalışılmış, konferans çıktısı olan “İklim Eylemi için Lima Çağrısı” belgesi ekinde, 2015 yılında kabul edilmesi öngörülen yeni anlaşma metninin öğeleri ayrıntılı bir şekilde ortaya konmuştur.

 

Yeni rejimin üzerinde genel bir mutabakatın oluşması ve IPCC’nin zaman içerisinde giderek daha güçlü bir şekilde ortaya koyduğu veriler doğrultusunda, 30 Kasım-12 Aralık 2015’de düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı sonucunda Paris Anlaşması üzerinde uzlaşıya varılmıştır.

Kaynaklar:

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/trumpin-yaptigi-cilginlik-40840370

http://www.mfa.gov.tr/paris-anlasmasi.tr.mfa

 

Katliamı nefretle kınıyoruz

Katliamı nefretle kınıyoruz

 

Katliamı nefretle kınıyoruz

Bütün semavi dinlerin ortak merkezi Kudüs’ün İsrail’in başkenti yapılmasını, Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, Bu durumu protesto eden Gazzeli sivillerin İsrail tarafından katledilmesini nefretle kınıyoruz.

 

Kudüs, bütün semavi dinlerin ortak merkezidir. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Kudüs’ün başkent yapılması yasadışıdır.

 

Trump’ın tüm Dünyanın tepkisine rağmen büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması Dünya barışının geri dönülmez bir biçimde hançerlenmesidir. Bir an önce bu karardan vazgeçilmelidir.

 

Gazzeli sivil Filistinlilerin kararı protesto etmeleri, gösteri düzenlemeleri en doğal haklarıdır. İsrail’in Filistinli sivillere karşı askeri güç kullanıp, en az 58 kişiyi katledip binlerce sivili yaralaması insanlık suçudur. Nefretle Kınıyoruz.

 

Diren Filistin….

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi

 

Katliamı nefretle kınıyoruz

 

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi Perpa’daki banka şube müdürleri ile kahvaltıda buluştu. 11 Mayıs Cuma günü düzenlenen kahvaltıya bütün bankaların şube müdürleri ve yardımcıları katıldılar.

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

 

Kısa bir tanışmadan sonra Başkan Hasan Sezgin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı açtıkları davaları kazandıklarını ve tapuların değiştiğni anlatarak 2007 sonrası satılan 400 civarında dükkanın üzerinde ipotek sorunu olduğunu bu durumdan dolayı kredi kullanmakta zorlandıklarını anlatarak bankaların bu sorunun çözümü konusunda yardımcı olamalarını istedi.

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

Arsa davalarını yürüten Avukat Atakan Kayrak ipotekler konusunda hukuki durumu anlatarak aslında yargıtay karalarına göre böyle bir sorunun olmadığını imar durumu iptal olunca ipoteklerinde otomatik olarak kalktığını fakat tapu dairesine bu durumu izah etmekte zorlandıklarını belirterek sorunun çözümü için yardımcı olmalarını istedi.

Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

Çeşitli bankaların şube müdürlerinin görüşleri alınarak konu ile ilgili bir dosya hazırlanıp bankalar iletilmesine karar verildi. Kahvaltı sonrası Başkan Hasan Sezgin, katılan tüm banka şube müdürlerine teşekkür etti.
Perpa Banka Müdürleri ile Kahvaltı

 

Varlık Barışı 2018

Varlık Barışı 2018

Varlık barışı, Hükümet 2008, 2013 ve 2016 yıllarından sonra 4’üncü kez varlık barışı düzenlemesi getiriyor. Maliye Bakanı Naci Ağbal, kasım sonuna kadar para, altın ve döviz menkul kıymetlerini yurtdışından getiren vatandaşların ülke içerisinde diledikleri gibi tasarruf edebileceklerini belirterek, “Getirilen varlığın yüzde 2’si oranında bir vergi tahsil edeceğiz” dedi.

Varlık barışı

Vergi ve bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarının ‘varlık barışı’ düzenlemesini içeren maddesi dün akşam Meclis’ten geçti. Tümünün bugün görüşülerek yasalaşması beklenen tasarıya önergeyle eklenen düzenlemeye göre, varlık barışından yararlanacaklar yüzde 2 vergi ödeyecek. Ancak, 31 Temmuz 2018’e kadar bu varlıklarını getirenler ise vergiden muaf olacak. Maliye Bakanı Naci Ağbal, AA Editör Masası’nda dün yaptığı açıklamada, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen vergi ve SSK prim borçlarını yeniden yapılandıran paketle varlık barışı düzenlemesinin getirileceğini belirterek, “Hem yurt içindeki varlıklarını işletmelerine dahil etmek isteyen mükelleflerimize kolaylık getireceğiz hem de yurt dışında bulunan varlıklarını Türkiye’ye getirecek olan vatandaşlarımıza kolaylık getireceğiz” dedi. Ağbal,   şunları söyledi:

 

KASIM SONUNA KADAR

“Para, altın, döviz menkul kıymeti olan vatandaşımız bu yıl itibarıyla 11. ayın sonuna kadar bu yurt dışındaki varlıklarını Türkiye’ye getirirlerse ve bildirirlerse bu varlıklarıyla ülke içerisinde diledikleri gibi tasarruf edebilecekler. Kasım sonuna kadar müracaatları alacağız. Bildirimde bulunma tarihinden sonra 3 ay içerisinde de bu varlığını Türkiye’ye getirecek. Varlığını Türkiye’ye getiren vatandaşımız bunu işletmesine dahil ederse herhangi bir vergi incelemesiyle muhattap olmayacak, bu varlık üzerinden ilave bir vergi tarhiyatı yapılmayacak, kazancın hesabına dahil edilmeyecek.

 

Vatandaşlar isterlerse yurtdışından getirdiği varlıkları daha sonra işletmeden çekebilecekler. Çektiğinde de ilave bir temettü vergisi de kendisinden almayacağız, serbest bir şekilde tasarruf etmesine imkan sağlayacağız. Bir başka düzenleme de işletmenin yurt dışından aldığı bir kredi var ama aynı zamanda yurt dışında varlığı da var. Eğer derse ki ‘ben yurt dışındaki mevcut varlıklarımı işletmemin yurt dışındaki kredi ödemesinde kullanayım, Türkiye’ye getirmeyim’, buna da imkan sağlıyoruz. Sermaye avansı mahsubunda bulunan varlıklar da kullanılabilecek. Dolayısıyla istiyoruz ki vatandaşlarımız yurt dışında bulunan para, döviz, altın ve menkul kıymetlerini Türkiye’ye getirsinler. Bu varlıklarını ekonomiye, işletmelerine dahil etsinler, sermayelerini artırsınlar, bilançolarını güçlendirsinler ve böylelikle bir canlılık kazandırsınlar. Yurt içi varlıklarını işletmeye dahil etmek isteyenler de 30 Kasım 2018 tarihine kadar müracaat edebilecekler.”

Varlık barışı

3 KERE ÇIKARILDI, 3 KERE UZATILDI

VARLIK barışı ilk olarak 2008 yılında uygulamaya konuldu. 2009 yılında uzatıldı. İlk varlık barışında 27.8 milyar lira yurtdışından, 20.4 milyar lira da yurtiçinden olmak üzere toplam 48.2 milyar liralık beyanda bulunulmuştu. Bu beyanlar için 1.6 milyar liralık vergi tahakkuk etmişti. Ancak beyan edilen varlıklar için 1 milyar 69 milyon liralık vergi ödenmişti. Yaklaşık 600 milyon lira civarında vergi ödenmemişti. Yurtiçi varlıklar yüzde 5, yurtdışı varlıklar ise yüzde 2 vergi ödemesi gerektiği için getirilmeyen varlıkların tam olarak ne kadar olduğu konusunda ancak tahmin yapılabilmiş ve bunu da 15-20 milyar lira aralığında olabileceği tahmin edilmişti.

 

2013 yılında Türk vatandaşların yurtdışında 130 milyar liralık parası olduğu ve bu paranın yurt içine çekilmesi gerektiği düşüncesiyle yeni bir varlık barışı getirildi. Bu düzenlemede son başvuru tarihi 31 Temmuz’du, süre 31 Ekim 2013 tarihine uzatıldı. Düzenlemede yüzde 2’lik bir kesinti söz konusuydu. Bu varlık barışında 69.8 milyar lira beyan edildi. 1.4 milyar lira vergi tahakkuk ettirildi ve bu tutarın 209.2 milyon lirası tahsil edildi. Beyan edilip, Türkiye’ye getirilip vergisi ödenen tutar 10.5 milyar lira oldu. Son olarak varlık barışı 2016 yılında çıkarıldı. Bu sefer yurtdışından getirilecek varlıklardan herhangi bir vergi alınmaması yönünde karar verildi. Bu nedenle yurtdışından ne kadar varlık geldiği konusu belirsiz kaldı. 6736 sayılı yasaya göre beyan için süre 31 Aralık 2016 tarihinde dolmuştu, Bakanlar Kurulu kararıyla 30 Haziran 2017 tarihine uzatıldı.

 

Hangi Borçlar Yapılandırılacak

Hangi Borçlar Yapılandırılacak

Meclis’te görüşülen ekonomi paketiyle bugüne kadar sosyal güvenlik borçlarına en kapsamlı yapılandırma imkân tanıyor. Tasarı ile 31 Mart 2018 tarihine kadarki tüm borçlar yeniden yapılandırılacak. İmkândan yararlanacak olanların geçmişten gelen gecikme zammı ve gecikme faizleri silinecek. Başvurular temmuz ayının sonuna kadar yapılacak.

Hangi Borçlar Yapılandırılacak

EKONOMİ paketi olarak da adlandırılan ve Meclis’te görüşmeleri süren ‘Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’, emeklilere ikramiye ödenmesinde yaşlılık aylığının artırılmasına, gençlere Bağ-Kur desteğinden genel sağlık sigortasına kadar sosyal güvenlik alanında birçok değişiklik içeriyor. Ancak paketin en önemli tarafı, geçmiş prim borçlarının yeniden yapılandırılacak olması. Tasarı, belki de bugüne kadar sosyal güvenlik alanında en kapsamlı yeniden yapılandırmaya imkân tanıyor.

Hangi Borçlar Yapılandırılacak

FAİZ VE ZAM SİLİNECEK

Tasarının yasalaşması halinde; geçmişte ödenmemiş sigorta primi borçları, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı borçları, işsizlik sigortası primi borçları, sosyal güvenlik destek primi borçları, isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası prim borçları, damga vergisi, özel işlem vergisi, eğitime katkı payı borçları, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödenmesi gereken idari para cezaları ile tüm bu borçlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı yeniden yapılandırılacak. Milat ise, 2018 Mart ayı. Yani, 31 Mart 2018 tarihine kadarki tüm bu borçlar yeniden yapılandırılacak. Hemen belirteyim, borçlar silinmeyecek, yapılandırılacak. Yapılandırmadan kasıt ise, borçlar, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) değişim oranına göre yeniden hesaplanacak ve gecikme zammı, gecikme faizinin tamamından vazgeçilecek.

Hangi Borçlar Yapılandırılacak

36 AY TAKSİT İMKÂNI

Peki, yapılandırmadan nasıl yararlanılacak? Sosyal güvenlik borçları olanlar gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE oranında hesaplanacak faiz oranı ile borçlarını ödeyecek. Hesaplanacak tutar faiz oranından çok daha düşük olacak. Yİ-ÜFE oranı ise önceki yılların ortalama Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi oranı esas alınarak, hesaplama yapılacak. Yapılandırma için başvurular yasa çıktıktan sonra temmuz ayı sonuna kadar yapılacak ve ilk ödemeler de Ağustos ayında başlayacak. İsteyen peşin ödeyecek, isteyen 6,9,12,18 taksitler halinde 36 aya kadar uzayan vadede ödeme yapabilecek. Ödemeler kredi kartı ile de yapılabilecek.

Yapılandırmada peşin ödeyenlere ise bazı avantajlar sağlanacak. Peşin ödemeyenlerden Yİ-ÜFE’ye göre hesaplanan faizin yarısı alınmayacak. Aynı şekilde eğer borcun tamamı peşin ödenirse hesaplanan faizin yüzde 90’ını silinecek. Yasa ile 64,3 milyar liralık sosyal güvenlik borcunun yapılandırılacağı tahmin ediliyor.

Hangi Borçlar Yapılandırılacak

HANGİ BORÇLAR YAPILANDIRILACAK

– Sigorta primi borçları.

– Emeklilik keseneği ve kurum karşılığı.

– İşsizlik sigortası primi borçları.

– Sosyal güvenlik destek primi ile gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları.

– Ödenme imkânı ortadan kalkmış isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası prim borçları ve bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları.

– Özel nitelikli inşaatlar ile ihale konusu işlerle ilgili eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları.

– SGK tarafından takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payından kaynaklı borçlar.

– İdari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları.

YAPILANDIRMADAN NASIL YARARLANACAKSINIZ?

– Yapılandırmada 31 Mart 2018 tarihi esas alınacak ve bu tarih ve öncesi borçlar yapılandırmaya konu olacak.

– Yapılandırılan borçlar; peşin ödenebileceği gibi 6, 9, 12, 18 taksitler halinde ödenebilecek ve 36 aya kadar da taksitlendirilebilecek.

– Yapılandırılan borçlara TÜİK tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) değişim oranına göre yeniden hesaplanacak bir faiz oranı uygulanacak.

– Borçların zamanında ödenmesi halinde gecikme zammı ve gecikme faizinin tamamından vazgeçilecek, sadece Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak tutar ödenecek.

– Borçların peşin ödenmesi halinde Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak tutarın yüzde 90’ının tahsilinden vazgeçilecek.

– Yapılandırılacak borçların sadece fer’i borç (asıl borca bağlı yan borç)  olması halinde Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde yüzde 50’sinden vazgeçilecek; borçlu sadece yüzde 50’sini ödeyecek.

– Borcun ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi durumunda Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak tutardan yüzde 50 indirim uygulanacak.

– Borçların taksitli ödenmesi halinde Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak tutar tercih edilen taksit sayısına göre belirlenen katsayı ile çarpılacak ve bulunan tutar, yani borç tutarı, taksit sayısına bölünerek, ikişer aylık dönemler halinde ödenecek.

– Köy ve mahalle muhtarları 31 Mayıs 2018 tarihinden önceki prim borçlarını, iki ay içinde ödemeleri ya da yapılandırmaları halinde sigortaları durdurulacak. Çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 1 Haziran 2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılacak. Durdurulan sigortalılık süreleri için borç tutarı hesaplanacak.

– Emekli olduktan sonra vergi mükellefi olarak çalışmaya devam edenler, sosyal güvenlik destek prim borçlarını ödemeyecek.

– SGK tarafından fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen emekli aylıklarıyla ilgili alacaklar yapılandırılacak. Borçlara uygulanan kanuni faiz alınmayacak.

– 100-200 lirayı aşmayan borçlar ile buna bağlı gecikme cezası, gecikme zammı gibi borçların tahsilinden vazgeçilecek.

– 31 Mart 2018’e kadar bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ve ihaleler nedeniyle işverenden talep edilen sigorta primi asılları ile gecikme cezası ve gecikme zammına ilişkin hesaplanacak tutarın ödenmesi durumunda gecikme cezası ve gecikme zammı alınmayacak.

– Yapılandırma kapsamındaki borçlar daha önceden asılları ödenmiş ancak diğer borçlar ödenmemişse; borcun yüzde 60’ından vazgeçilecek.

– Borcunu yapılandıranlar ilk taksiti ödemeleri halinde genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlayacaklar.

– Genel sağlık sigortasında gelir testine başvurmayanlar 30 Kasım 2018’e kadar gelir testine başvurmaları halinde genel sağlık sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek.

– Prim borcu olanlar bu yapılandırmadaki şartları taşımaları halinde önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmadan 2018’in sonuna kadar sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek.

– Bağ-Kurluların muhtelif kanunlarla durdurulan sigortalılık süreleri nedeniyle ödemedikleri prim borçları da yeniden yapılandırılacak.

Kaynak

 

Android P Geliyor

Android P Geliyor Google i/o Silikon Vadisi

Android P Geliyor

Google’ın geliştirici konferansı Google i/o Silikon Vadisi’nde başladı. Pek çok yeniliği dünyaya tanıtan dünya devi, telefonların çehresini değiştirecek Android P’yi de ilk kez gözler önüne serdi. Ancak Google’ın paylaştığı tek büyük yenilik Android P değildi; işte Google i/o etkinliğinin ilk gününde dikkat çeken yenilikler…

Android P

ANDROID P

Google’ın en çok merak edilen yeniliklerinin başında şüphesiz Android P geliyor. Google’ın mobil işletim sistemi Android serisinin en yeni halkası olan Android P’yi dünya devi ilk kez paylaştı ve artık Android P’nin nasıl göründüğünü, ne gibi özelliklerle geldiğini kısmen de olsa biliyoruz. Üç düğmeli gezinti çubuğuyla vedalaşmaya, telefonunuzu ne kadar kullandığınızı gösteren Dashboard ile tanışmaya hazırlanın. Görünümü yenilenen işletim sistemiyle etkileşim, artık iPhone X’tekine benzer hareketlerle gerçekleşiyor.

 

Android P

Yeni Dashboard ise zamanınızı telefonda nasıl geçirdiğinizi, telefonun kilidini kaç kez açtığınızı, kaç uyarı aldığınızı gösteriyor. Bu panonun amacı, telefon kullanımınızı kontrol altına almak ve gerçek hayattan kopmanıza engel olmak.

Android P’nin arayüzü böyle görünüyor. Dikkat edileceğe üzere Google, Home butonunu kaldırıp yerine çentik koymuş. ullanımı pratikleştirmek adına eklenen sanal buton sayesinde çeşitli parmak hareketleriyle son kullanılan uygulamalar kısmına ve uygulamalar menüsüne ulaşabilmek mümkün.

Ön izleme sürümünün ardından Google I/O 2018’de Android P 9.0 için ilk beta sürümü yayınladı. Geliştiriciler için ise ikinci önizleme olarak lanse edilen bu sürüm sadece belirli cihazlar ile test edilebiliyor. Bu yaz yayınlanacak olan Android P’nin beta sürümü, bugün Google, Essential, Sony, Nokia gibi bazı firmaların belirli telefonları için yayınlandı.

Android P

Android P Beta sürümü, an itibariyle Google’ın Pixel serisine ek olarak, bugün itibariyle Sony Xperia XZ2, Xiaomi Mi Mix 2S, Nokia 7 Plus, Oppo R15 Pro, Vivo X21, OnePlus 6 ve Essential PH‑1 ile kullanılabilir hale geliyor.

Yukarıda Android P zaman çizelgesini görüyorsunuz. Temmuz ayında son test sürümlerinin yayınlanması ve Android P’nin üçüncü çeyrek itibariyle kullanıma sunulması bekleniyor.

Android P ile gelen önemli yeniliklerden biri de akıllı batarya yönetimi teknolojisi. Yapay zeka teknolojisinden yararlanan bu sistem, kullanıcıların bataryalarını daha etkin bir şekilde kullanmasını sağlıyor; örneğin kullanıcıların uygulama kullanma alışkanlığını belirleyen sistem, günün geri kalan kısmında kullanılmayacağını düşündüğü uygulamaları kapatıyor; bu da batarya ömründe yüzde 30 oranında kayda değer bir artış sağlıyor.

Temelinde yapay zeka algoritmaları kullanılan bu teknoloji, kullanıcısının manuel akran parlaklık tercihini zamanla öğrenerek kullanıcısına daha az parlaklık ayarı yaptırıyor. Google, makine öğrenimi parlaklık aracı sayesinde kullanıcıların yarısının manuel olarak parlaklık ayarı yapmayı bıraktığını söylüyor.

Bunun dışında “Shush” adında yeni bir rahatsız etme modu ekleyen Google, telefonun arka yüzeyi dönükken yıldızlı kişiler hariç arayanların çağrısını sessize alıyor.

Android P

GOOGLE DUPLEX

Google Duplex, Google Assistant’a getirilen önemli bir yenilik. Duplex ismi verilen bu özel yapay zeka tabanlı teknoloji ile birlikte kullanıcılar; randevu veya rezervasyon yaptırmak istediklerinde telefon görüşmelerini asistanlarına yaptırabilecek. Kulağa hoş geliyor değil mi? Artık hiçbir şey yapmanıza gerek yok; bırakın randevu işinizi Google Assistant halletsin! Duplex özelliği sayesinde Google Assistant belirlediğiniz numarayı kendisi arayacak ve örneğin restoran rezervasyonu için gereken telefon görüşmesini kendisi yapabilecek.

 

Google CEO’su Pichai, konuşması sırasında Google Assistant ile gerçek kişi arasındaki bir telefon görüşmesinin ses kaydını paylaştı. Konuşmalar elbette basit düzeyde; ancak Google Assistant görevini başarıyla yerine getirerek karşısındaki insana kendisinin bir ‘insan’ olduğunu ikna ettiği dikkat çekiyor. Google Duplex ile ilgili tek bilmediğimiz nokta ise kullanıcılara bu yeni özelliğin ne zaman sunulacağı. Ancak Pichai, bu konuda net bir tarih vermedi.

Android P

GOOGLE LENS ANDROID TELEFONLARDA YAYILMAYA BAŞLIYOR

Google Lens, yapay zekayı telefon kamerasıyla bütünleştiren, son teknolojinin bizlere sunduğu bir teknoloji. Google i/o etkinliğinde üzerinde özellikle durulan Google Lens’in önümüzdeki günler Android telefonlarda yaygınlaşması bekleniyor.  Artık Google Fotoğraflar ve Assistant’ın içinde gizlenmekten kurtulan Google Lens, yakında çok sayıda cihazın Android kamera uygulamasına adapte edilecek.

 

Peki Google Lens’i hangi Android telefonların kameralarında görebileceğiz? LG, Google, Motorola, Xiaomi, Sony, Nokia, Transsion, TCL, OnePlus, BQ ve Asus telefonlarında Google Lens’i kullanacak. Ancak dikkat ettiğiniz üzere bu büyük markaların arasında Samsung yer almıyor; yani Samsung kullanıcılarının Bixby Vision’ı kullanmaları gerekecek.

 

Google Lens ile neler yapabilirsiniz? Yeni eklenen bazı özelliklerden bahsedelim: Örneğin Akıllı Metin Seçimi özelliği ile bir kitap veya bir dergi, ne olursa olsun gerçek dünyada gördüğünüz bir metni kopyalayıp telefonda herhangi bir yere yapıştırabilme şansınız var. Yani okuduğunuz kitapta bir cümleyi beğendiniz; bu cümleyi Google’da arayıp bulamama şansınız da var; peki kameranızı açıp bu metni aynen kopyalamak neden mümkün olmasın?

 

Google Lens’in dikkate değer tek yeni özelliği bu değil. Stil Eşleştirme olarak anılan yeni bir özellik ile örneğin etrafınızda gördüğünüz nesneleri kameraya göstererek Google’da bir benzerini ya da benzerlerini bulabilme şansınız var. Mesela bir kanepe veya abajurun tasarımını beğendiniz; o halde telefonun kamerasını açın ve çekime alın. Hepsi bu! Google otomatik olarak size bu nesnelerin benzerlerini gösterecek ve gerçek dünyada merak ettiğiniz her şeye daha kolay ulaşabileceksiniz.

Android P

GMAIL’E AKILLI CÜMLE TAMAMLAMA ÖZELLİĞİ

Yapay zeka Google’ın en büyük yatırımı şüphesiz ve Google i/o etkinliğinde bunun ürünlerini de tek tek görme şansımız oldu. Akıllı cümle tamamlama özelliği Google’ın Gmail’e eklediği kullanışlı bir özellik. Bu sayede yapay zeka teknolojisinden sonuna kadar faydalanan Gmail, bir cümle yazarken, cümlenin geri kalanını sizin yerinize tamamlıyor. Elbette bunu yapabilecek seviyeye gelmek için bir süre sizin yazdığınız cümleleri izliyor.

 

Makine öğrenme teknolojilerinden faydalanan yeni özellik, kullanıcı metin yazmaya başladıktan sonra sıklıkla kullanılan terimlere göre cümlesini tamamlama önerisi sunuyor. Kullanıcı öneriyi beğenirse Tab tuşu ile yazısına yerleştiriyor.

Android P

GOOGLE PHOTOS DAHA DA AKILLANDI

Google Photos, özneleri arka plandan ayırabilme, renkleri ortaya çıkarma ve arka planı siyah beyaz yapma gibi işlevler kazanıyor. Üstelik eski fotoğraflarınızı renklendirmeniz de mümkün olacak. Makine öğrenimi sayesinde fotoğraflarda herhangi bir arkadaşınız algılandığında, söz konusu fotoğrafı arkadaşınızla paylaşmak isteyip istemediğiniz sorulacak.

Android P

GOOGLE NEWS (GOOGLE HABERLER) DE DEĞİŞTİ

Ciddi biçimde elden geçirilen haber uygulaması Google News, artık gücünü yapay zekadan alıyor. Uygulama, size aynı haberin farklı kaynaklardaki sürümlerini gösteriyor. Böylece sizi yanıltabilecek haberlere karşı kafanızda gerçeğe daha yakın bir fotoğraf oluşabiliyor. Google, herkese gösterdiği kaynakların aynı olduğunu söylüyor.

Android P

GOOGLE ASSISTANT’A TÜRKÇE DİL DESTEĞİ GELDİ

Google Asistan nihayet Türkiye’ye geliyor! Google’ın yapay zeka asistanı için son durak Türkiye olacak. Google Asistan 80’den fazla ülkede ve 30’dan fazla dilde hazır olacak. Şimdi ise, Google’ın sanal asistanı 500’den fazla cihazda, 40’tan fazla otomobil markasında ve 5.000 akıllı ev cihazıyla çalışıyor. Google Assistant ile hava durumu, navigasyon, yemek yiyebileceğiniz yerler, çağrı yapabilme, konuşarak SMS yollayabilme, spor müsabakalarının detaylı sonuçları, çeviri hizmeti gibi pek çok şeyi yapabilme şansına sahipsiniz.

 

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/google-i-o-basladi-iste-googlein-yeni-bombalari-40830425

PERPA HABERLERİ    PERPA İLETİŞİM   PERPA TİCARET MERKEZİ

Yapılandırma Nasıl Olacak

Yapılandırma Nasıl Olacak

Yapılandırma nasıl olacak

Hükümetin çeşitli kamau alacaklarına ilişkin yeni yapılandırma paketi açoklandı. Yapılandırma nasıl olacak? Yapılandırma paketi, yeni başvuranların yanı sıra, daha önce yapılandırma yapmış olanları da kapsayacak. Yeni barış paketi geçen yıllarda yeniden yapılandırmaya başvuranlar için yeni imkanlar imkanlar sunuyor. Geçen 3 yılda vergi ve sigorta primlerini yeniden yapılandıranların barış paketiyle peşin ödeme yaptıklarında faizin yüzde 90’i silinecek.

 

GEÇEN 3 yılda vergi ve SSK primlerini yeniden yapılandıranlar yeni barış paketinde peşin ödeme yapabilecekler. Peşin ödeme yapılırsa faizin yüzde 90’ı silinecek

Eğer iki taksitte ödeme yaparlarsa faizin yüzde 50’si silinecek. Peşin ödeme avantajından geçmiş yapılandırmalarda taksitlerini ödemeye devam edenler yararlanabilecek.

Yapılandırma nasıl olacak

Yapılandırma nasıl olacak

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda geçen hafta bir günde kabul edilen vergi ve SSK primlerini yeniden yapılandıran düzenleme geçmiş yıllardaki yapılandırmalara göre peşin ödemeyi teşvik ediyor. Geçmiş yapılandırmalarda peşin ödeme halinde yurt içi ÜFE’ye göre hesaplanan faizin yüzde 50’si siliniyordu. Yeni düzenlemede ise vatandaş ödemesi gereken tutarı peşin öderse bu durumda hesaplanan faizin yüzde 90’ı alınmayacak. Sadece yüzde 10’luk kısmı ödenecek. Eğer vatandaş peşin ödemek yerine borcunu 2 taksitte ödemek isterse de yeni pakette bunun için de avantaj getirildi. Faiz yüzde 50 indirimli alınacak.

 

TAKSİTLERİ SÜRENLER

Geçen yıllarda borçlarını yapılandırmış taksitlerini de ödemeye devam edenler yeni paketten yararlanamayacaklar. Bunun tek istisnası peşin ödeme seçeneği olacak. Yeni yapılandırma paketinde peşin ödeme avantajları ödemeleri devam eden diğer yapılandırmaları da kapsayacak. 2014 yılında 6552 sayılı yasa, 2016 yılında 6736 sayılı yasa ve 2017 yılında da 7020 sayılı yasa çıkarıldı.

 

Bu yapılandırmaların taksitleri devam ediyor. Borçlarını bu yasalarla yapılandıran ve taksitlerini ödemeye devam edenler peşin ödeme avantajından yararlanabilecek. Kanun yürürlüğü girdikten sonra kalan tutarlarını yani gelecek aylara ilişkin taksitlerini bir defada peşin olarak ödeyebilecekler. Eğer peşin ödemeyi tercih ederlerse gelecek vadelerdeki taksitlere göre hesaplanan faizin yüzde 90’ı silinecek. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda verilen yeni bir önergeyle taksitleri devam edenlerin kalan borçlarını iki taksitte ödemesi halinde faizinden yüzde 50 indirim yapılması düzenlemesi de getirildi.

 

PEŞİN ÖDENSE NE OLACAK?

Vatandaşın diyelim ki 10 bin lira ana paradan oluşan vergi borcu vardı. Geçmişte başvurduğu bir yeniden yapılandırmada hesaplanan faizi de 8 bin lira oldu. Toplam borcu 18 bin lira. Borcunu 18 ay olarak yapılandırdı. Yapılandırma çerçevesinde her ay bin lira taksitle 3 bin lira ödedi. Geriye ödemesi gereken 15 bin lira borcu kaldı. Bunun da 8 bin lirası ana para 7 bin lirası da ÜFE ile yapılandırılan faiz kısmı olsun. 8 bin liralık ana para aynen duracak. Ancak kalan 7 bin liralık faizin yüzde 90’ı silinecek. Yani 700 lirayı ödeyecek. Mükellef peşin ödemek isterse toplamda 8 bin 700 lira ödeyerek borcunu kapatabilecek. Yetkililer geçmişte çıkarılan üç yeniden yapılandırma içinde en fazla ilginin 6736 sayılı yasaya gösterildiğini belirterek, bu yapılandırmadan peşin ödemeye geçecek olanların daha fazla olabileceğini tahmin ettiklerini söylediler.

 

15 MİLYON BORÇLU

YENİ paketle 119.2 milyar lirası vergi, 64.3 milyon lirası SSK primi olmak üzere toplam 183.5 milyar liralık alacak yapılandırılacak. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın da 338.5 milyon liralık alacağı kapsamda. Maliye Bakanlığı’na 9.8 milyon kişi, Sosyal Güvenlik Kurumu’na 5.5 milyon kişi, Gümrük Bakanlığı’na da bin 170 kişi borçlu. Maliye Bakanlığı verilerine göre 242 bin 686 ihtilaflı dosya bulunuyor. Ayrıca 59 bin 951 dosyanın da incelenmesi devam ediyor.

 

HANGİ ALACAKLAR KAPSAMDA?

VERGİ: Gelir, Kurumlar, KDV, ÖTV, Motorlu taşıtlar vergisi, Emlak vergisi, Çevre temizlik vergisi, vergi cezaları, gecikme faizleri.

SSK: Sosyal güvenlik primleri, idari para cezaları, gecikme cezaları

GÜMRÜK: Gümrük vergisi, gümrük idari para cezaları, faizler.

İDARİ PARA CEZALARI: Trafik para cezaları, seçim, nüfus para cezaları, karayolu kaşıma kanununa göre kesilen para cezaları ile usulsüz geçişler, RTÜK idari para cezaları

BELEDİYELER: Su, atık su, katı atık ücretleri, yol katılım payları

DİĞER ALACAKLAR: Öğrenim katkı kredisi ve öğrenim kredisi borçları, ecrimisiller, haksız alınan destekleme ödemeleri, kaynak kullanımı destekleme fonu, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı

 

Neden Yerel Tohum, Önemi, Besleyiciliği, GDO

Neden Yerel Tohum

Yerel Tohum

Yerel Tohum

Yerel Tohum üzerine Buğday Derneği’nin hazırladığı, kısa ama çarpıcı bir yazı

Yerel tohum çok önemli, çünkü…

Yerel tohumlar, bulundukları iklime, toprağa, coğrafyaya ait, binlerce yılda uyum sağlamış güçlü, farklı stres (tuzluluk, susuzluk, hastalıklar, böcekler, iklim değişiklikleri) ortamlarına dayanıklı ve daha besleyici tohumlarımız yerine tek tip hibrit ve GDO’lu tohumlara bağımlı kalmak, açlığa davet çıkarmaktır.

Yerel Tohum

Yerel Tohum

Yerel tohumları kaybettiğimizde, bir tarafta bu dirençli ve besleyici gen kaynaklarımızı yitiriyor, patentli sertifikalı tohumları yaygınlaştırıp tohum tekellerini zenginleştirip yerli tohumları tohum bankalarına hapsederken, diğer yanda gıda güvenliğimizi çokuluslu birkaç şirketin eline bırakıyoruz.

Yerel Tohum

Yerel Tohum

Yerel tohumları kaybettiğimizde, tohum kaynaklarımız birkaç şirketin tekeline geçerken tarım alanlarımızın da büyük kısmı bu tohumlarla ekildiğinden farklı ve çoklu strese dayanıklı olmayan ve o coğrafyaya ait olmayan türlerin olası bir kuraklık, hastalık ve böcek saldırısı karşısında yaşanacak kayıplar sebebiyle doğabilecek bir kıtlığa kucak açıyoruz.

 

Yerel Tohum

Yerel Tohum

Konu sadece gıdada bağımsızlık ve açlık ile de sınırlı değil. Hibrit ve laboratuvar ortamında üretilen GDO’lar doğadaki gen kaynağımız olan yerli/yabani ırklarla tozlanabiliyor, biyolojik çeşitliliği ve ekosistemi tehdit ediyor. 1996–2009 tarihleri arasında GDO’lu tohumlarla ilgili 57 ülkede 216 bulaşma vakası tespit edildi. İnsan sağlığı ve ekosistem/doğa üzerindeki olası etkileri uzun yıllara dayanan araştırmalar yapılmadan kullanıma sunulan GDO’lu tohumlarla dünyamız ve insanlık, rızası olmadan denek olarak kullanılıyor.

Yerel Tohum

Yerel Tohum

Finlandiyalı bilim insanlarınca Science and Society dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları biyolojik çeşitliliğin azalması ile astım, alerjik hastalıklar, kanser çeşitleri ve hatta depresyon gibi hastalıklar arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.

 

Yerel Tohum

Yerel Tohum

Besin değerlerindeki erozyon

Çin’de 1949’da 10.000 buğday çeşidi varken, 1970’lerde sadece 1.000 adedi kalmıştır. (Norberg-Hodge, Goering, 2001) ABD’de lahana çeşitlerinin %95’i, mısır çeşitlerinin %91’i, bezelye çeşitlerinin %94’ü, domates çeşitlerinin %81’i kaybolmuştur. FAO’nun 150 ülke raporuna dayanarak yayınladığı çalışmaya göre son yüzyılda dünya biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık %75’i kaybolmuştur. (FAO, 1996) Tayland’da 1990’da dört çeltik çeşidi ekiliş alanının yarısını kaplamıştı. Bir yıl sonra direnç kazanan bir kahverengi çekirge, biyoçeşitliliğini kaybetmiş Tayland pirinç alanlarını tahrip etmiş ve 400 milyon dolar değerindeki 2,5 milyon ton üretim kaybına neden olmuştur. (Douthwaite, 2002) 

 

Yerel Tohum

Yerel Tohum

İngiltere’de yapılan bir araştırmada 1930’da ve 1980’de Tarım Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği sebze ve meyvelerin mineral madde değerlerini içeren araştırmaların sonuçları karşılaştırılmıştır. Buna göre 50 yıllık bu sürede sebzelerde kalsiyum, magnezyum, bakır ve sodyumda, meyvelerde ise magnezyum, demir, bakır ve potasyumda önemli düzeylerde gerilemeler oluşmuştur. Sonuçlar bu düşüşlerin endüstriyel tarımın gelişmesinden veya çeşitlerin değişmesinden meydana gelebileceği şeklinde yorumlanmıştır. (Mayer, 1997)

 

Yerel Tohum

Yerel Tohum

ABD’de benzer tarzda yapılan bir araştırma ile 1950–1999 yılları arasındaki 50 yıllık süre içinde çoğu sebze olan 43 sebze ve meyvede 13 besin maddesinde besin değerlerindeki değişimler incelenmiştir. (Davis ve ark., 2004) Protein, kalsiyum, fosfor, demir, riboflavin ve askorbik asit düzeylerinde 1999’da 1950’ye göre düşmeler görülmüştür. Örneğin ıspanakta askorbik asitte (C vitamini) düşme oranı %52’dir. Soğanda ise bu düşme %28’dir. Demir oranındaki düşüşler soğanda %56, ıspanakta ise %10 olmuştur. Araştırmacılar bitkilerin besin içeriklerindeki değişimleri aradan geçen bu süre içinde çeşitlerdeki farklılık ile açıklamışlardır. Islah çalışmalarında verim artışı sağlanırken besin maddelerinde düşüş gerçekleşmektedir. Araştırmacılar brokoli, patates vb. birçok üründe değişik çeşitleri kullanarak aynı koşullar altında yapılan denemelerde antioksidanlarda görülen farklılıkların çeşitlerden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Bu nedenle bugün organik tarım yapan üreticilerin endüstriyel çeşitleri kullanarak besleyici değeri yüksek ürünler elde edemeyeceklerini, eski çeşitlerin veya besin içeriği açısından geliştirilecek yeni çeşitlerin kullanılması gerekeceğini de eklemektedirler.

Kaynak: http://www.bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=5847

HABERLER   ANA SAYFA   PERPA

23 Nisan Kutlu Olsun

23 Nisan Kutlu Olsun

23 Nisan Kutlu Olsun

23 Nisan Kutlu Olsun


“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.” 

 

23 Nisan 2018

23 Nisan 2018

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı her yıl 23 Nisan’da kutlanıyor.
23 Nisan Kutlu Olsun

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI NASIL ORTAYA ÇIKTI?

23 Nisan Kutlu Olsun

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi bayramlarından biridir.

23 Nisan Kutlu Olsun

Bu bayram, TBMM’nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935’te 23 Nisan Millî Bayramı’yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 1927’de ilan ettiği ve ilki Atatürk’ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu.

 

1980 darbesi döneminde Millî Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi.

 

Hakimiyet-i Milliye Bayramı (önceleri 1 Kasım, sonra 23 Nisan), saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM’nin açılışının egemenliği padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşırken, Çocuk Bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımaktaydı.

 

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO’nun 1979’u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.

PERPA HABERLERİ   

PERPA FAALİYETLER   

PERPA DUYURULAR

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

Geri dönüşüm devrimi

Çok yakında atıklarda geri dönüşüm devrimi geliyor

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Son yıllarda atıklarda geri dönüşüm devrimi yaşanıyor. Bilim insanları, plastik, naylon gibi petrol türevli atıkların geri dönüşümü konusunda ilginç yöntemler geliştiriyorlar. Bazı ülkeler ülkedeki çöpün neredeyse tamamını geri dönüştürmeye başlamışlar.

Japonya’da yıllar önce bir bakterinin PET malzemeleri yiyerek beslendiği keşfedildi. Bu keşif üzerine çalışan bilim insanları tüm plastik atıkları yok edebilecek bir enzim üzerinde çalışma yürütüyorlar. Okyanuslara dökülen petrolün bazı bakteriler tarafından tüketildiği anlaşıldı.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Tüm bu gelişmeler olumlu görünsede çalışmaların endüstriyel düzeyde uygulamasına henüz çok uzağız. Bu konuda İsveçin başardığı atıkların % 95’e varan oranda atıkların geri dönümü proje ve uygulamaları dikkat çekiyor.

Önümüzdeki 10 yıl içinde petrol türevli plastik atıklara bir çözüm bulunmaz ise okyanuslardaki canlılığın hızlıca yok olacağı düşünülüyor. Bu durumda İsveç’in uyguladığı geri dönüşüm projelerini dikkatle incelemek gerekiyor.

Konu ile ilgili çeşitli kaynaklardan derlediğimiz bilgileri bir dosyada toparladık.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Plastiği çözen enzim geliştirildi

Ideonella sakaiensis

Ideonella sakaiensis

Yaşasın Ideonella sakaiensis

Bilim insanları, doğada çözünmeyen ve kirliliğe yol açan plastikleri çözebilecek bir enzim geliştirdi.

Plastik şişelerde kullanılan PET’lerin doğada çözünmesi yüzlerce yıl sürebiliyor. Fakat PETase adlı enzim sayesinde plastikleri birkaç gün içinde çözündürmek mümkün olabilir.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Bu plastik geri dönüşümünde bir devrim yaratarak plastiklerin daha verimli bir şekilde yeniden kullanılmasını sağlayabilir.

Japonya’da bir çöplükte keşfedilen enzim, doğada da PET “yiyen” bir bakteri tarafından salgılanıyor. Ideonella sakaiensis adlı bakteri, plastik yiyerek ürettiği enerjiyle hayatta kalıyor.

Araştırmacılar bu türü liman kenti Sakai’de bir plastik geri dönüşüm tesisinde 2016 yılında bulmuştu.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Sahildeki plastik şişeler

Araştırmada yer alan Prof. John McGeehan, plastiğin yalnızca 50 yıldır doğada büyük miktarlarda var olduğuna dikkat çekerken bu sürenin bir bakterinin evrim geçirmesi için kısa bir süre olduğunu söyledi.

PET’lerin dahil olduğu plastik grubu olan polyesterler doğada da oluşuyor.

Portsmouth Üniversitesi’nden Prof. McGeehan bu polyesterlerin bitki yapraklarını koruduğunu, bakterilerin de milyonlarca yıldır bunları yemek için evrimleştiğini, fakat bu polyesterlerden PET yemeye geçmelerinin beklenmedik bir hızda yaşandığını belirtti.

Bilim insanları PETase enziminin nasıl çalıştığını çözdükten sonra küçük eklemelerle bu enzimi daha verimli hale getirdi.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

PETase molekülü

Araştırmacılar PETase’nin detaylı modeli üzerinde nasıl geliştirmeler yapabileceklerini bulmaya çalışıyor

Bu durum, PETase’nin evriminin tamamlanmadığını, 50 yıllık kısa süre içinde bu kadar evrimleşebildiğini gösteriyor.

Araştırmacılar enzimi PET’e alternatif olarak geliştirilen bitki tabanlı PEF plastiğinde denediğinde bir sürprizle daha karşılaştı: PETase, PEF’leri daha başarılı bir şekilde çözüyordu.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Prof. McGeehan, mevcut geri dönüşüm tesislerinde polyesterlerin her geri dönüşümde kalitelerinin düştüğünü, bir süre sonra kullanılamaz hale geldiğini fakat PETase’nin plastiği temel yapı taşlarına ayrıştırarak daha iyi bir geri dönüşüm sağlayacağını söyledi.

Enzimin endüstriyel seviyede üretilmesi içinse en az birkaç yıla ihtiyaç var. Bunun için PET’i daha hızlı çözebilen bir hale getirilmesi gerekiyor.

“Portsmoth Üniversitesi’nde yürütülen araştırmada doktora öğrencileri ve hatta lisans öğrencileri de yer alıyor.

Laboratuvarlarını ziyaret ettiğimde, duydukları heyecanın bulaşıcı olduğunu fark ettim.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

PET’i geliştirmek zeka isteyen bir mühendislikti ve şimdi onu tekrardan çözmenin yolunu bulmuş olmaktan ötürü çok mutlular. Plastik kirliliği tehdidiyle büyüyen bu insanlar bu sorunu çözmek için büyük motivasyona sahip.

Fakat bu enzimi gerçek hayatta kullanılır hale getirmek için de büyük çaba gerekecek.

Bu enzimi ucuz bir şekilde üretebilmek aşılması gereken engellerden biri, diğeri ise bunu endüstriyel seviyede kullanabilmek.

Bu “hızlandırılmış bilimin” bir örneği. Bir bakteri türü yalnızca birkaç on yıl içinde plastik yiyerek hayatta kalacak şekilde evrimleşti. PET’leri çözen enzimi ise yeni keşfedildi.

Şimdi elimizde bu enzimin bilim insanları tarafından daha da geliştirilmiş hali var. Plastik kirliliği kriziyle mücadelede bunun gibi bir gelişme hayati öneme sahip.”
David Shukman, Bilim Editörü

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Petrol yiyen bakteriler okyanusları kurtarabilir mi?

ALCANIVORAX BORKUMEMSIS

Petrol ve petrol ürünlerinin çevreye zararları saymakla bitmiyor. Çoğunlukla kazalar sonucu yaşanan petrol sızıntılarıyla mücadele için, bilim insanları yeni yöntemler üzerinde çalışıyor. Petrol yiyen bakteri türleri üzerinde çalışan araştırmacılar, bu mikro-organizmaların okyanusları temizleyebileceğini söylüyor.

Petrol yiyen bakteriler okyanusları temizleyebilir mi?

Kanada’nın Quebec Üniversitesi araştırmacıları petrol yiyen bakteriler üzerinde yıllardır yapılan araştırmaların parlak sonuçlar verdiğini açıkladı.

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Dünya okyanuslarının bazı bölgelerinde yaşanan petrol sızıntılarının kendi kendine yok olduğunu gören araştırmacılar “Alcanivorax borkumemsis” adlı bakterinin petrol ve doğalgaz bileşenlerini tükettiğini söylüyorlar.

10 yıldır bu mikro organizmalarla çalışan Kanadalı araştırmacılar bakterinin salgıladığı enzimleri petrol sızıntısına maruz kalmış toprak örneklerine uyguladı. 

Bakterilerin ham petrolün yanı sıra benzen ve tolüen gibi petrol türevlerini de temizleyebildiği ortaya çıktı.

Uzmanlar bakterilerin, petrol sızıntılarının yanı sıra petrokimya tesislerindeki atıkları temizlemek için kullanılabileceğini söylüyor.

Petrol yiyen bakterilerin doğal yaşama herhangi bir zararı olmadığı ifade ediliyor. Dünyanın farklı bölgelerindeki araştırmacılar, bu bakterilerin büyük ölçekte kullanılabilmesi için çalışıyor.

Geri dönüşüm devrimi

İsveç’in çöpte geri dönüşüm devrimi!

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

İsveç’in hedefi 2020 yılına kadar sıfır atıklı bir ülke olmak. Bugün ülkedeki evsel atıkların yüzde 99’undan fazlası bir şekilde geri dönüştürülüyor.

ÇEVRE bilinci ve atık yönetimi söz konusu olduğunda, İsveç dünyanın en ileri ülkelerinden biri olarak öne çıkıyor. Ülke neredeyse tüm atıklarını geri dönüştürüyor ve bu süreçte elektrik ve ısı üretiyor. İsveç’in atıklarının yaklaşık yarısı elektrik, bölgesel ısıtma ve uzaktan soğutma için enerjiye çevriliyor.

Hatta Norveç gibi komşu ülkeler İsveç’e para ödeyerek çöp satıyor. Böylece yakma işlemini daha ucuza İsveç’te yaptırarak, ortaya çıkan metal küllerini de geri alıyor. İsveç’in bu “çöp devrimi” başarısını İstanbul’da bir araya geldiğimiz İsveç Başkonsolosu Therese Hyden anlattı. Hyden, geri dönüşüm devriminin evlerden başladığını anlatarak şunları söyledi:

Çöpte devrim formülü“2020’ye kadar sıfır atık hedefleyen bir vizyon ortaya koyduk, bunun arkasında elbette bir strateji ve plan var. Geri dönüşüm doğal olarak gelen bir şey değil. Düzenlemenin, iletişimin, yatırımların ve atıkların geri dönüşüme gönderilmesini sağlayan sistemlerin bulunmasının sonucu. Sıfır atık, artık toplum olarak bizden hiçbir atık veya çöpün çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Tam tersine eğilim olarak daha fazla tüketiyoruz ve hala daha fazla atık üretiyoruz.

Elbette bu başlı başına bir sorun ve insanoğlu olarak ürettiğimiz atık miktarını azaltmayı düşünmemiz gerekiyor. Ama diğer önemli şey ürettiğimiz atıklarla nasıl başa çıkılacağıdır. Bunu yapmanın birkaç yolu var: Biri geri dönüşüm, diğeri de atıkları enerji gibi başka amaçlar için kullanmak. Yani çöpten enerji üretimi.”

Çöp bedava

Geri dönüşüm devrimi

Geri dönüşüm devrimi

Hyden, 3 tonluk çöpten elde edilen enerjinin 1 ton akaryakıttan sağlanacak enerjiyle eşdeğer olduğunu belirterek, “Çöpten enerji üretimi ve geri dönüşüm stratejimizde önemli rol oynadı. Çöp her daim var ve bedava. Bu nedenle çöpünüzü değerlendirmek aslında bir yatırım” diyor.

Hyden, İsveç’in çöpü enerjiye çevirirken bir anlamda çöpü altına çevirmiş olduğunu belirterek, “Evet, nüfus olarak çok kalabalık değiliz, 10 milyon kişiyiz. Ancak hane halkları arasında evsel atıklarımızın yüzde 99’unu geri dönüştürüyoruz” diyor.  İsveç’in yolculuğunun bireylerden başladığını vurgulayan Hyden, ‘Çöp Devrimi’nin formülünü şu sözlerle anlatıyor:

“Evden başlayarak çöpleri ayrıştırıyorsunuz, bunu belediyenin sağladığı altyapıyı kullanarak yapabiliyorsunuz. Yaşadığınız yerde her zaman bir çöp toplama noktası oluyor. Dışarıdaki çöp kutuları sadece bir tane değil; teneke kutular, kağıt, evsel atık, cam ve plastik için evinizin hemen önünde ayrı çöp kutularına sahip oluyorsunuz. Zaten çöpler burada ayrılıyor.

Tabii bu sistemi bir gecede kurmadık. ‘Çöpümüze dikkat etmek için zaman harcıyoruz, bu başka birinin işi değil mi’ şeklindeki algıyı kırdık. Bunun da arkasında eskiden beri gelen doğaya erişim geleneği ile çöp ve atık yönetimindeki erken mevzuat ve düzenlemeler var. 

İsveç’te açık havaya erişim hakkı diye bir hak var. Yani İsveç’te herhangi bir doğaya, ormana girme hakkınız vardır ve burada gidip bir piknik veya istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz ancak geçerli olan birkaç kural vardır. Bu kurallardan biri, arkanızda çöp bırakmamanızdır. Orada ürettiğiniz çöpleri yanınıza alırsınız, böylece doğada hiçbir iz bırakmamış olursunuz. Bu yüzyıllık bir şey, hala sahip olduğumuz bir gelenek ve şimdi de anayasamızın bir parçası.

Ve bugün, bir parkta çöp attığınız zaman, polisin size gelip para cezası verebileceğine dair yasalarımız var. Ancak, sadece yasalara sahip olmak çözüm değil. Biraz da davranış, zihniyet, tavır ve geleneklerle ilgili… Bu, diğer insanlara bakan bir çocuk olarak öğrendiğiniz bir şeydir, kendi ailenizdeki, kendi toplumunuzdaki sosyal normlardır. Çöpünüzü doğaya değil de çöp kutusuna atmanızı söyleyen bir sosyal norm varsa, o zaman siz de böyle davranırsınız.”

Therese Hyden

Therese Hyden

Teşvik edin

ÇÖP toplamadan geri dönüşüme uzanan sistemin sadece sosyal normlar değil, teşviklere de dayandığını belirten Hyden, “İnsanların geri dönüşüm yapmasını nasıl sağlarsınız? Bunun bir yöntemi geri dönüştürürken karşılığında bir şey almak. Örneğin İsveç’te uzun süredir her türlü plastik ve metal kutuları iade ettiğinizde depozito alabiliyorsunuz.

Bu geri dönüşüm makinelerini İsveç’te herhangi bir gıda dükkanında bulabilirsiniz. Şişelerinizi makineye koyuyorsunuz, karşılığında bir fiş alıyorsunuz ve bunu kasada ödeme yapmak için veya paraya çevirmek için kullanabiliyorsunuz. Hiçbir yerde ortalıkta atılı şişe veya teneke göremezsiniz çünkü birisi bunu toplar ve gidip parasını alır” diyor.

Türkiye’nin çöp potansiyeli

ÇÖPTEN enerji üretmek için Türkiye’de iyi bir potansiyel olduğunu söyleyen Hyden, “Türkiye artan nüfusa, yüksek tüketime sahip. Her yerde çok miktarda ambalaj, plastik kullanımı var. Bu da toplanması gereken önemli bir atık ve çöp kaynağı olduğunu gösteriyor. Elbette bu zaten toplanıyor. Geliştirilmesi gereken ise geri dönüşüm ve atıktan enerji için altyapı.

Türkiye ve İsveç bu alanda işbirliği yapabilir. Geri dönüşümden, hem ısı hem de elektrik sağlayabilirsiniz. Bir şekilde zaten bu çöpten kurtulmanız lazım. Çöp yakmak da tamamen temiz değil, bu nedenle öncelikle mümkün olduğunca tekrar kullanabilmek önem taşıyor. Ama tekrar kullanamayacağınız şeyleri bu sisteme gönderebiliyorsunuz” diyor.

Türkiye’de belediyelerden bunu yapmak için büyük talep olduğunu kaydeden Hyden, “Biz kuzeyde küçük bir ülkeyiz, hayatta kalmak için adapte olmanız gerekiyor. Bu da bu tür değişiklikleri bir tehdit olarak değil, bir fırsat olarak görmemize yardımcı oldu” diyor.

Plastik, baskılı, ücretli poşetleri kullanımına dair yeni Plastik Poşet Yönetmeliği yayınlandı.
Kaynaklar:
NTV    BBC   Hürriyet

HABERLER   ANA SAYFA

 

İstanbulls Kitap Toplama Kampanyası Benim Köyüm

İstanbulls Kitap Toplama Kampanyası

İstanbulls Kitap toplama kampanyası

İstanbulls Kitap Toplama Kampanyası

İstanbulls, 23 Nisan 2018’de ”Benim Köyüm” adlı bir proje gerçekleştiriyor.
Proje kapsamında, Sakarya Çamyolu Köyü’ne gidilecek; sağlık taraması, diş fırçalama eğitimi verilecek ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerine katılım sağlanacaktır. Bunun yanı sıra okuldaki öğrencilerin kitap ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kütüphane kurulacaktır. Anasınıfı, İlkokul, ve ortaokul seviyesinde kitap desteği vermek ister misiniz?
İletişim:

Furkan Özel  0554 312 43 45
YunusDeğerli  0538 747 07 79
team6064@gmail.com
www.team6064.0rg

PERPA HABERLERİ

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

Dostlar Elektrik Ümral Orak Vefat Etti

Dostlar Elektrik Ümral Orak Vefat etti

Dostlar Elektrik Ümral Orak Vefat etti

Perpa Ticaret Merkezi Eski Yönetim Kurulu Üyemiz ve Dostlar Elektrik’in sahibi Ümral ORAK vefat etmiştir. Cenazesi bugün

( 16.04.2018 ) öğle namazına müteakiben Zincirlikuyu Mezarlığı Camisinden kaldırılacaktır.
Merhuma Allah’tan rahmet, sevenlerine ve kederli ailesine başsağlığı dileriz.

Not: Saat 12:00 ‘de Perpa 2.kat ana girişten servis kalkacaktır.

PERPA HABERLERİ    PERPA DUYURULAR    PERPA İLETİŞİM   PERPA TİCARET MERKEZİ

Baskılı Poşet

Baskılı Poşet Mağaza Poşeti Market Poşeti

Baskılı Poşet Mağaza Poşeti Market Poşeti

Baskılı Poşet İmalatı

 

Baskılı Poşet

Baskılı Poşet, müşterinin bir ürünü nereden aldığını,nasıl bir malzeme ile taşındığını, ürün satın alınan firmanın kalitesini, Dünyaya bakış açısını  gösterir. Eğer kaliteli ve kullanışlı, çevreye en az zarar veren bir poşet yapmışsanız, farklı alanlarda da kullanılarak, daha çok tanınmanızı, marka olma yolunda önamli bir adım atmanızı sağlar.

Görsel olarak mükemmel grafikler, fotoğraflar kullanıp, poşet malzemesini de en iyi kalitede yaptırırsanız, insanlar sizin poşetinizi mutlulukla taşırlar. Hatta çöpe atmayıp, başka zamanlarda, başka şeyler taşımak için de kullanırlar. Her yerde, her alanda görünür, tanınır olursunuz…

Üzerinde çalışılan, emek verilen, görselleriyle, tasarımıyla mükemmel bir baskılı poşet, belki televizyon reklamından bile daha etkili olabilir. Reklam vermeden, zorlamadan, insanların gönüllü olarak sizin tanıtımınızı yapmalarını sağlayabilirsiniz.

İstediğiniz renk ve istediğiniz baskının uygulanabildiği ambalaj malzemelerimiz içerisinde en çok tercih edilen ürünlerimizden olmakla beraber, özellikle son yıllarda firmaların müşterileriyle kurduğu ve kurmak zorunda olduğu bağı baskılı ürünlerle kurabilir, onları kalitenize hayran bırakabilirsiniz…

Poşet sattığınız ürünlerin müşterilerinize taşıma noktasında kolaylık sağlayan, birçok farklı materyal kullanılarak üretilen bir yardımcı ambalaj malzemesidir. Poşetlerin kullanımı her sektöre göre farklılık göstermekte, hızlı tüketim ve perakende sektöründe sıkça tercih edilmektedirler. Kullanım kolaylığı ve kaliteli taşıma ürünlerinden olan poşet farklı çeşitlerde üretilebildiği gibi her firmaya özel olarak da üretilebilmektedir.

BASKILI POŞET ÇEŞİTLERİ

 

Baskılı poşet çeşitleri takviyeli, atlet, market, mağaza poşetleri gibi tüm çeşit poşetlerimizde baskı uygulanabildiği için kullanılabilmekte ve poşet ürünlerimizde baskılı ürün hizmetini sorunsuz olarak vermekteyiz. Baskılı ürünlerimizin kalite noktasında sizlere sunduğumuz üretim kalite sertifikası ile ürüne ait tüm detayları bulabileceğiniz gibi sertifikada okuyacağınız değerlerin de birebir baskılı poşetleriniz ile aynı olduğunu kontrol edebileceksiniz. Çeşitlerimize poşet çeşitlerinin dışında renk olarak da farklılık katabileceğiniz için seçenek imkanlarınız da bir o kadar fazla olmaktadır. İhtiyaçlarınıza yönelik her boy ve ebatta baskılı poşet için bizi arayabilirsiniz…

Baskılı Poşet Emsay Hospital

 

Baskılı Market Poşeti

Marketinizin büyük kentlerde tanıtımını yapmak bir o kadar zor ve pahalıdır. Market Poşeti en ucuz tanıtım aracınızdır. Broşür vb. gibi değildir. Tanırımın yanında kullanım değeride vardır.

Marketinizden alış veriş yapan müşterileriniz evlerine sizin markanızı taşıyan bir kaç poşetle dönerler ve o poşetleri daha sonra farklı amaçlar içinde uzun süre kullanırlar.

Market Poşeti, markanızın görünürlüğünü artırarak, o çevrede kısa sürede tanınır bilinir olmanızı sağlar.

Market poşetlerine yapısına bağlı olarak atlet poşet, malzemesine göre bazen hışır poşette denilir.

BASKILI POŞET KULLANIM ALANLARI

Kullanım alanı her sektörde kullanılan bir malzeme olduğundan belli bir gruplama yapmak imkansızdır. Giyimden, kozmetiğe, sağlıktan, perakendeciliğe kadar her sektörde geniş kullanımı mevcuttur. Ambalaj ürünlerimiz içerisinde en çok tercih edilen ürün grubu Baskılı poşetlerdir.

Düşünün, çok kaliteli bez baskılı poşet yaptırdınız, mükemmel bir görsel, doğaya zarar vermeyen bir malzeme, günlük kullanıma uygun, kolay taşınılabilir.  Kim bu baskılı poşeti taşımak istemez ki?

Bir televizyon reklamında minik saniyelerde görüntülenmenin bedel çok pahalı, Oysa milyonlarca insana poşetinizle görünmek çok ucuz.

Baskılı ürünlerimizin en çok talep gören malzemeleri arasında yer alan baskılı poşetler; müşterilerimizin kurumsal kimliğinin her yerde temsil edilmesini sağlar ve en etkili tanıtım araçlarından birisidir. Gerek kalite gerekse baskının görsel etkisi sayesinde göz alıcı Baskılı poşetlere sahip olabilir, müşterilerinize işletmenizin kalitesini kullandığınız en basit yardımcı malzemelerle bile göstermiş olursunuz.

Baskılı Poşet Ege Pastanesi

BASKILI POŞET FİYATLARI

 

Piyasadaki en uygun fiyatları siz değerli müşterilerimize sunan Solin Ambalaj; Kaliteye en uygun fiyatlarla sahip olmanız için çalışmaktadır. ihtiyacınız olan ürünün tüm özelliklerini belirtin, ambalaj ürünlerinde en kaliteli ürün ve en uygun fiyatlarla bizi tercih edebilirsiniz… FİYAT LİSTESİ
BASKILI POŞET DEYİNCE NİÇİN SOLİN AMBALAJ?

Baskılı Poşet konusunda en önemli kurumlar bize güveniyor. Bakanlıklar, Başkanlıklar, Valilikler, Belediyeler. Güvenlerini asla boşa çıkarmıyoruz.

Baskılı Poşet konusunda en uygun fiyatları veriyoruz, kaliteyi garanti ediyoruz. En uygun fiyatları, kalite garantisi ile Solin Ambalaj veriyor.

Sorunları hızla çözerken, kaliteyi, müşteri memnuniyetini geri plana atmıyoruz. Kaliteli olacak, çok ucuz olacak…

İşte bu bizim işimiz…

 

TÜM BU NEDENLERDEN DOLAYI

Diyanet İşleri Başkanlığıİstanbul ValiliğiGökçeada Belediyesi vb. bir çok kurum bizi tercih ediyor…

AVRUPA BİZİ TERCİH EDİYOR…

Almanya, Avusturya gibi AB ülkelerinin en büyük firmalarının Baskılı Poşet ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz.

İhracat yapıp ülkemize döviz getiriyoruz..

Bizi takip edin…
Sırada, İngiltere, ABD, Rusya, Çin, Azerbaycan, Türkmenistan, Gürcistan, Fas, Özbekistan ve Malavi var…

 

E-Mail

info@solinambalaj.com.tr

Telefon 

(0212) 220 55 62

(0212) 220 55 63

Baskılı Poşet Yönetmeliği

Baskılı Poşet     Solin Ambalaj