Yazılar

İşgalden Kurtuluşa İstanbul Fotoğraf Sergisi Açıldı

İşgalden Kurtuluşa İstanbul Fotoğraf Sergisi Açıldı

İşgalden Kurtuluşa İstanbul

İşgalden Kurtuluşa İstanbul

İşgalden Kurtuluşa İstanbul Fotoğraf Sergisi

”İşgalden Kurtuluşa İstanbul” Fotoğraf sergisi açıldı. Yazar Atilla Oral’ın ”İşgalden Kurtuluşa 1918-1923 İstanbul” kitabının tanıtım standı ve ilk kez yayınlanan belgelerle işgal yıllarını anlatan fotoğraf sergisi Perpa 8. Kat Atatürk Büstü önünde açıldı.

İşgal İstanbul’u 1918-1923 adlı sergiyi 5 Ekim 2019 Cumartesi gününe kadar gezebilirsiniz. Ayrıca Yazar Atilla Oral, İşgalden Kurtuluşa İstanbul ve Sömürge Valisi Charles Harington’un Anıları adlı kitaplarını imzalıyor.

İşgalden Kurtuluşa İstanbul

İşgalden Kurtuluşa 1918-1923 İstanbul

İşgalden Kurtuluşa İstanbul

İlk kez yayımlanan anı, belge ve fotoğraflarla, İşgal İstanbul’lu, 1918-1923 İşgalden Kurtuluşa 1918-1923 İstanbul adlı bu eser, İstanbul ve civarında işgal yıllarında yaşanan olayları konu alıyor. İlk kez yayımlanan, orijinal fotoğraf ve belgelerle kapalı kalmış bir tarih, görsel yönüyle sergileniyor.

İşgal Yıllarında İstanbul

İşgal Yıllarında İstanbul

Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği yıllarda, İstanbul ve civarında neler yaşandığını görsel bir zenginlikle anlatıyor. Birçoğu işgalcilerin çektiği 1918-1923 yıllarına ait çok sayıda fotoğrafla işgal İstanbul’unun bilinmeyen yönleri ele alınıyor.

Atilla Oral

Atilla Oral

Atilla Oral

Atilla Oral (d. 3 Kasım 1962, Karamürsel) Türk tarihçi ve yazar.
1962 yılında Kocaeli ili Karamürsel ilçesinde doğdu. 93 Harbi sonrasında Karamürsel’de iskan edilen Saraybosna göçmeni aileye mensuptur. İlk ve orta öğrenimini Kocaeli ili Hereke beldesinde, lise öğrenimini ise İzmit’te tamamladı.
İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun oldu. Askerlik görevini Ankara’da, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda asteğmen olarak yaptı. Evli ve iki çocuk babasıdır. Serbest araştırmacı ve yazardır.
İşgal Yıllarında İstanbul

İşgal Yıllarında İstanbul

Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait eski fotoğraf koleksiyonu yapmaktadır. Kurucusu ve yöneticisi olduğu Demkar Yayınevi’nde yayıncılık faaliyetlerini sürdürmektedir. Osmanlı Devleti’nin son yılları, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet Dönemi, Atatürk Devrimleri ile ilgili çeşitli konular üzerinde belgelere dayanan araştırmaları mevcuttur.
Türk ticaret ve sanayi tarihi ile ilgili araştırmaları çeşitli gazete ve dergilerde makale olarak yayınladı. Özgür Kocaeli Gazetesi’nde yayımlanmış çok sayıda makalesi bulunmaktadır.
İşgal Yıllarında Beyazıt İstanbul

İşgal Yıllarında İstanbul

Atilla Oral Eserleri

Atatürk ve İktisadi Kalkınma (2006)

“Tarihin ve tecrübenin süzgecinden artakalmış bir gerçek vardır. Türk tarihi incelenirse, gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür. Kazanılmış zaferlerin ve uğratılmış başarısızlıkların tümü iktisadi durumla ilgilidir.”

“Milletimiz, düşman ordularını mahvetmiştir. Tam bağımsızlık için şu kural vardır: Milli egemenlik, mali egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz.”

“Ekonomi her şey demektir. Yaşamak ve mutlu olmak için ne lazımsa, hepsi demektir. Tarım demektir, ticaret demektir.”

“Bence yeni hükümetin icraat politikası, iktisadi programından çıkmalıdır. Çocuklarımızı da ticaret sanayi ve tarımda verimli olabilecek biçimde yetiştirmeliyiz.” (17.2.1923)

İşgal Yıllarında İstanbul Beyoğlu

İşgal Yıllarında İstanbul Beyoğlu

  • Kuva-yı Milliye (2007)
  • Üsküdar Faciası (2008)
  • Atatürk ve Kocaeli (2009)
  • Selim Sırrı Paşa (2010)
  • Şakir Zümre (2012)

Nuri Killigil (2016)

İlk kez yayımlanan fotoğraf ve belgelerle,

Nuri Paşa (Killigil) sabotajı!..

1911-1912 Türk-İtalyan Savaşı ve Teğmen Nuri Bey’in Trablusgarp hatıraları.

I. Dünya Savaşı’nda Afrika Grupları Kumandanı Nuri Paşa’nın faaliyetleri.

Kafkas İslam Ordusu Kumandanı Nuri Paşa ve 15 Eylül 1918, Bakü zaferi.

Kurtuluş Savaşı yıllarında Nuri Paşa ve Erzurum’da kurduğu “İş Ocağı”

Nuri Paşa’nın kardeşi Ertuğrul ve Almanya’da aldıkları çinicilik eğitimi.

1925’te Nuri Paşa’nın kurduğu “Kütahya Çini İşleri Türk Anonim Şirketi”

1926’da Nuri Paşa’nın Kütahya’da kurduğu “Çini ve Seramik Fabrikası”

Nuri Paşa’nın Polonya’dan aldığı silah – cephane tasarımı patentleri.

Türkiye’nin İlk Endüstriyel Silah Tasarımcısı Nuri Paşa’nın projeleri.

Nuri Killigil’in Karaburun civa madeninden çıkan binlerce yıllık tarih.

Nuri Killigil, Zeytinburnu Silah ve Cephane Fabrikası’nı nasıl kurdu?

Nuri Killigil, Sütlüce’deki Silah ve Cephane Fabrikası’nı nasıl kurdu?

Seri ve endüstriyel üretilen Nuri Killigil tasarımı uçak bombaları.

Tasarım ve uygulaması Nuri Killigil’e ait el bombası: “Nuri Tevhit”

II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası ile Führerşinas burjuvazimiz.

Nuri Killigil’in Mısır ve Suriye’de kurmaya çalıştığı silah fabrikaları.

Nuri Killigil hakkında uydurma yazılar, tarihçi ve yazar sabotajları.

Askeri depolardan silah çalan Yahudi silah ve cephane kaçakçıları.

İstanbul’dan İsrail’e silah ve cephane kaçıran gizli Yahudi örgütleri.

Türkiye’ye gönderilen ABD Askeri Yardım Malzemesi ve çıfıt amacı.

İki akın bir arada: Filistin’e Yahudi akını, Türkiye’ye ABD yardımı akını.

Nuri Killigil’in Mısır, Ürdün ve Suriye için imal ettiği silah ve cephaneler.

Türk Savunma Sanayii’nde Özel Sektör ve Nuri Killigil nasıl yok edildi?

Sütlüce infilâkında şüphe veren ayrıntılar? Yahudi sabotajı ihtimalleri.

İstanbul Yahudileri Taksim’deki Alman Sarayı’nı neden satın almak istedi?

1949 TBMM kapalı oturum tutanakları neden devlet sırrı gibi saklanıyor?

Nuri Paşa’ya Müftülük sabotajı: Müftü’nün cenaze namazı kılınmaz fetvası!

Sabotaj kurbanı Nuri Paşa için yapılan imamsız ve hocasız cenaze töreni!

Nuri Killigil Fabrikası Şehitliği neden yıllardan beri harap bir halde duruyor?

İlk kez yayımlanan ve bilinmeyen fotoğraflarla Nuri Killigil ve aile fertleri.

  • Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu (2012)

Charles Harington (2013)

İlk kez yayımlanan anılar ve belgelerle

İşgal İstanbul’u (1918-23)

General Sir Charles Harington’ın Türkiye anıları. (Çeviri: İrfan Seyrek)

Harington’ın yazmadığı ve yazamayacağı gerçekler.

Kuva-yı Milliye İngilizlere nasıl meydan okudu?

Vahdettin ve damadının İngilizlerle yaptığı gizli antlaşma.

İngiliz donanması en büyük fabrikamızı nasıl yok etti?

Harington’ın İstanbul’da kurduğu casusluk teşkilatı.

Nemrut Mustafa’ya taş çıkaran İngiliz mahkemesi.

Vahdettin’in Türk sığınmacılara inanılmaz ihaneti.

İzmir Marşı söyleyenler Divan-ı Harp’te nasıl yargılandı?

90 yıl önce yayımlanan Kurtuluş Savaşı’nın ilk tarihçesi

Haseki Sultan Hamamı’nın utanç veren, ibretlik tarihi.

Vahdettin, Taksim Camisi’ni gayrimüslimlere nasıl sattı?

Amerikalılar, kiraladıkları camiyi çökertip nasıl kaçtılar?..

Vahdettin, Mimar Sinan’ın şaheserini nasıl yıktırdı?..

Müslüman Mezarlıkları Padişah fermanı ile nasıl satıldı?

Vahdettin’in Kasımpaşa-Beyoğlu Müslümanlarına ihaneti!

Şinasi’nin mezarı, apartmanların altında nasıl kaldı!..

Vahdettin, tarihi Lâleli Medresesi’ni nasıl yok etti?

Ayazpaşa Mezarlığı gayrimüslimlere nasıl satıldı?

Ağa Camisi satılmaktan son anda nasıl kurtuldu?

Vahdettin’in Kur’an-ı Kerim ve Hadis meali yasağı?

Harington, tarihi Ermeni Mezarlığı’nı nasıl yok etti?

Vahdettin, Madalya ve Nişan geleneğini nasıl rezil etti?

Camilerimizde ilk kez Türkçe okunan Cuma Hutbesi.

Harington, Türklerle savaşmayı neden göze alamadı?

”İslâm Halifesi” beş karısını düşmana nasıl emanet etmiş?.

Harington’ın Sultan Vahdettin’i kurtarma operasyonu.

Velid Bey’den General Harington’a tokat gibi mektup!..

Vahdettin kurtarıcısı Harington’a nasıl teşekkür etti?

Fenerbahçe İşgalcilere son darbeyi nasıl vurdu?

  • İşgalden Kurtuluşa İstanbul (2013)
  • Can Kıraç’ın Canhıraş Mektubu (2014)

Derlediği kitaplar

  • Kocaeli Tarih ve Rehberi, Rıfat Yüce (2007)
  • Yörük Ali Efe, Şükrü Oğuz Alpkaya (2009)
  • Kurtuluş savaşı anıları, Niyazi Yelkencioğlu (2010)
  • Kazım Özalp (2011)

Yayına hazırladığı kitaplar

  • İzmit Mutasarrıflığı, Vital Cuinet (2012)
  • Trakya’da Bir Savaş Fotoğrafçısı, Herbert F. Baldwin (2012)
  • Türkiye’de Gezintiler, Wilhelm Endriss (2014)
  • Atatürk ve Hekimler, Prof. Dr. Metin Özata (2015)
  • Arifiye Köy Eğitmenleri Tarihi (2015)

PERPA HABERLERİ   

PERPA FAALİYETLER   

PERPA DUYURULAR

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

Geçmiş Olsun İstanbul

Geçmiş Olsun İstanbul

Geçmiş Olsun İstanbul

Geçmiş Olsun İstanbul

İstanbul’da saat 14:00’te şiddetli bir deprem oldu. Silivri açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğünü AFAD 5.8 olarak açıkladı. Deprem sonrası okullar ve hastaneler tahliye edildi. İnternet kesildi, herkes yakınlarını aramak için telefonlara sarılınca operatörler kilitlendi. İstanbul Valiliği kentte meydana gelen 5.8’lik deprem nedeniyle ilk ve orta dereceli okulların tatil edildiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde 8 kişinin yaralandığını açıkladı.

İstanbul’da saat 13.59’da deprem meydana geldi. 5.8 büyüklüğündeki deprem silivri açıklarında ve yerin 6.99 kilometre derinliğinde meydana geldi. Depremin Silivri’ye uzaklığının 21,68 kilometre olduğu belirtildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi de depremin büyüklüğünü 5.7 olarak açıkladı.  

Şiddetli sarsıntının ardından İstanbullular sokaklara çıktı. Okullar, hastaneler ve AVM’ler hızla tahliye edildi. İnternet kesildi, herkes yakınlarını aramak için telefonlara sarılınca operatörler kilitlendi. Büyük paniğin yaşandığı kentte artçı sarsıntılar devam ediyor.

İSTANBUL’DA OKULLAR TATİL EDİLDİ

İstanbul Valiliği kentte meydana gelen 5.8’lik deprem nedeniyle ilk ve orta dereceli okulların tatil edildiğini açıkladı.

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada ‘’Deprem nedeniyle ilimizdeki ilk ve orta dereceli okullarımızda tedbiren bugün eğitimin geçici olarak tatil edilmesine karar verilmiştir’’ denildi. 

SİLİVRİ DEVLET HASTANESİ BOŞALTILDI 

İstanbul’da yaşanan depremin ardından Silivri Devlet Hastanesi güvenlik nedeni ile boşaltıldı. Hasta ve hasta yakınları devlet hastanesi bahçesinde beklemeye devam ediyor.  Öte yandan hastaneye yakın bir binanın çatısının yıkılması sonucu 5 kişi yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı.

PERPA HABERLERİ   

PERPA DUYURULAR

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

İstanbul’da 24 Saat Ulaşım Başlıyor Ekrem İmamoğlu

İstanbul’da 24 Saat Ulaşım Başlıyor

İstanbul'da 24 Saat Ulaşım Başlıyor

İstanbul’da 24 Saat Ulaşım Başlıyor

İstanbul’da 24 Saat Ulaşım Başlıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ağustos’ta yoğun hatlarda 24 saat ulaşımın başlayacağını açıkladı.

İstanbul'da 24 Saat Ulaşım

İstanbul’da 24 Saat Ulaşım

Metro İstanbul 24. dönem tren sürücüsü bröve törenine katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ağustos’ta yoğun hatlarda 24 saat ulaşımın başlayacağını açıkladı.

İmamoğlu, 4’ü kadın 66 tren sürücüsünün brövelerini düzenlenen törenle verdi.

24 Saat Ulaşım İmamoğlu

İstanbul’da 24 Saat Ulaşım

Törende konuşan İmamoğlu, “Bu şehir 24 saat yaşıyor. Gece mesaisine kalandan, gece bu şehrin çok aktif olduğunu biliyoruz. Kentin her noktası birbirinden farklı. Uzun yıllardır tartışılan 24 saat üzerinden taşımanın sağlanmasıyla ilgili ne yazık ki, bir türlü başlanamayan bu uygulamayı özellikle metro hatlarında ve de çok yoğun metro hatlarında, çok yoğun otobüs hatlarında 24 saat ulaşımla ilgili 30 Ağustos gece 12’den sonra, 24 saat ulaşımı İstanbul’da başlatacağız. Bunu şimdiden müjde edelim” dedi.

Ekrem İmamoğlu

Ekrem İmamoğlu

Ekrem İmamoğlu

İmamoğlu, 2 bin 300 çalışanı olan İSPARK’ta tek bir kadın istihdamının olmamasına da dikkat çekerek, “Bu olmaz! 2 bin 300 çalışan da hiç. Kadın Genel Sekreter Yardımcımız dedi ki, ‘Hiç mi canınız sıkılmıyor erkek erkeğe baka baka akşama kadar.’ Yani bu gerçekten hoş değil. Toplumun yarısı kadın.

Biz, kızlarımızı, oğullarımızı eşit yaşasınlar diye topluma hazırlıyoruz. Bu konu önemli. Bunu çözersek inanın toplum olarak seviyemiz çok daha yukarıda olacak” diye konuştu. İmamoğlu, kız arkadaşına sahneden evlilik teklifi yapan ve teklifi kabul edilen genç tren sürücüsüne, nikahını kıyma sözü verdi.

”İstanbullu hemşehrilerim uzun zamandır 24 saat toplu ulaşım talebinde bulunuyor. İstanbul’da en önemli hatlarda 24 saat metro ve otobüs seferleri 30 Ağustos Zafer Bayramı ile başlayacak. Yarın kamuoyuna ayrıntılı açıklama yapacağım.” Dedi.

Ekrem İmamoğlu, 1970`te Trabzon’da doğdu.

Trabzon Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun olarak yine İstanbul Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları ve Yönetimi bilim dalında Yüksek Lisans eğitimi aldı.

1992`de inşaat ve taahhüt işleri yapan aile şirketinde iş hayatına başladı. Bu şirkette Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Okul yıllarında amatör olarak futbol oynadı. Trabzonspor Futbol Kulübü, Trabzonspor Basketbol Kulübü ve Beylikdüzüspor Kulübü’nde yöneticilik yaptı.

2009’da CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı oldu. 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildi. Beylikdüzü’nün sosyal ve kültürel hayatında etkin rol oynayan İmamoğlu, birçok sivil toplum kuruluşuna üyedir.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Evli ve 3 çocuk babası olan İmamoğlu, 1991’den bu yana Beylikdüzü’nde yaşıyor.

PERPA HABERLERİ   

PERPA FAALİYETLER   

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı Lozan Erzurum Kongresi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göreve gelmesiyle İstanbul tarihini hatırlamaya başladı.

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı

Daha önceki yönetimlerde hatırlanmayan Lozan Antlaşması’nın ve Erzurum Kongresi’nin yıldönümünü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu unutmadı. Lozan Antlaşması’nın 96, Erzurum Kongresi’nin ise 100. yılında İstanbul’un işlek caddelerindeki üst geçit ve bilboardlara bu anlamlı günlerin şerefine afişler asıldı.

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göreve gelmesiyle İstanbul sokaklarında değişim rüzgarları esiyor. Daha önceki yönetimlerde hatırlanmayan Lozan Antlaşması’nın ve Erzurum Kongresi’nin yıldönümünü İmamoğlu unutmadı. Lozan Antlaşması’nın 96, Erzurum Kongresi’nin ise 100. yılında İstanbul’un işlek caddelerindeki üst geçit ve bilboardlara bu anlamlı günlerin şerefine afişler asıldı.

İstanbul sokaklarında değişim rüzgarları

stanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı Ekrem İmamoğlu

İstanbul Tarihini Hatırlamaya Başladı Ekrem İmamoğlu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 24 Temmuz 1923’de İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalanan Lozan Antlaşması’nın 96. yıldönümü ile Erzurum Kongresi’nin 100. yılı dolayısıyla İstanbul’daki işlek cadde ve meydanlarına pankartlar astı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun imzasını taşıyan afişleri görenler, “İşte İmamoğlu farkı” demekten kendilerini alamadılar.

DAHA ÖNCE RASTLANMAYAN AFİŞLER

Lozan Antlaşması’nın 96. yıldönümüne ithafen “Lozan Antlaşması’nın 96. yılında egemenliğimizi tüm dünyaya kabul ettiren bu zaferi bize kazandıranları saygıyla anıyoruz” ifadelerine yer verildi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu için son derece ağır olan Sevr Antlaşması geçersiz sayılmış, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları tanımlanmıştı.

VATAN BİR BÜTÜNDÜR PARÇALANAMAZ

Erzurum Kongresi

Erzurum Kongresi

İBB’nin astığı Erzurum Kongresi’yle ilgili afişlerde, “Erzurum Kongresi’nin 100. Yılında ‘Vatan bir bütündür parçalanamaz’ diyenleri saygıyla anıyoruz” denildi.

Erzurum Kongresi, Türkiye’nin parçalanmasına ve işgaline karşı direnişin şekillendiği kongre olarak biliniyor. Erzurum Kongresi’nin önemini Mustafa Kemal Atatürk, kongredeki kapanış konuşmasında, “Tarih şüphesiz bu Kongremizi ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir” sözleriyle tarihe not düşmüştü.

Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması (veya yapıldığı dönem Türkçesi ile Lozan Sulh Muahedenamesi), 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (Yugoslavya) temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace’ta imzalanmış barış antlaşması.

Gelişmeler

Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması

1920 yazına gelindiğinde I. Dünya Savaşı’nın galipleri mağluplar ile hesaplaşmalarını bitirmiş, savaşı kaybeden ülkelere barış antlaşmalarının kabul ettirilmesi süreci tamamlanmıştı.

Almanya’ya 28 Haziran 1919’da Versay’da, Bulgaristan’a 27 Kasım 1919’da Neuilly’de, Avusturya’ya 10 Eylül 1919’da Saint-Germain’de, Macaristan’a da 4 Haziran 1920’de Trianon’da anlaşmalar imzalatılmış ancak hesaplaşılmayan tek mağlup Osmanlı İmparatorluğu kalmış, 10 Ağustos 1920’de Sevr’de gerçekleşti. Üç Türk murahhası Paris’in banliyösü Sevres’de anlaşmayı imzaladılar.

Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması

Ankara’da TBMM’nin Sevr Antlaşması’na tepkisi çok sert oldu. Ankara İstiklâl Mahkemesinin 1 numaralı kararı ile anlaşmaya imza koyan üç kişiyi ve Sadrazam Damat Ferit Paşa’yı idama mahkûm etti ve vatan haini ilan etti.

Yunanistan dışında Sevr’i hiçbir ülkenin meclislerinde onaylamaması nedeni ile Sevr bir anlaşma taslağı olarak kaldı. Onaylanmamış olmasının yanı sıra Anadolu’daki mücadelenin de başarıya ulaşması ve zaferle sonuçlanması neticesinde Sevr Antlaşması hiçbir zaman uygulanamadı.

Buna karşın, İzmir’in Kurtuluşu ile Lozan Antlaşması’na giden süreçte Birleşik Krallık içinde 2 uçak gemisinin de bulunduğu donanmayı İstanbul’a göndermiştir. Aynı süreçte ABD de 13 yeni savaş gemisini Türkiye sularına göndermiştir. Ayrıca Amiral Bristol komutasındaki USS Scorpion gemisinin, istihbarat görevi de yapmak suretiyle 1908-1923 arası sürekli olarak İstanbul’da bulunduğu bilinmektedir.

İlk görüşmeler

TBMM Hükümeti’nin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922’de TBMM Hükümeti’ni Lozan’da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler.

Barış şartlarını görüşmek için Konferansa önce Başvekil Rauf Orbay katılmak istemiştir. Fakat Mustafa Kemal Atatürk İsmet Paşa’nın katılmasını uygun görmüştür. Mustafa Kemal Paşa Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa’nın Lozan’a baş temsilci olarak gönderilmesini uygun buldu.

İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı. İtilaf Devletleri Lozan’a TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak için[kaynak belirtilmeli] İstanbul Hükûmeti’ni de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı.

TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı’na katılarak Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmeyi, Türkiye’de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

Lozan’da TBMM Hükümeti, sadece Anadolu’ya saldıran ve orada yendiği Yunanlarla değil I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kaldı. 20 Kasım 1922’de Lozan görüşmeleri başlamıştır. Osmanlı borçları, Türk-Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır.

İkinci görüşmeler

Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923’te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Başkomutan Müşîr Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu’na savaş hazırlıklarının başlamasını emretmiştir.

Sovyetler Birliği eğer tekrar savaş çıkarsa bu sefer Türkiye’nin yanında savaşa gireceğini duyurmuştur. Haim Nahum Efendi öncülüğündeki azınlık temsilcileri de Türkiye’yi destekleyerek arabulucu olmuşlardır. Yeni bir savaşı ve kendi kamuoyunun tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye’yi tekrar Lozan’a çağırmıştır.

Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923’te tekrar başlamış, 23 Nisan’da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923’e kadar devam etmiş ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır.

Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923’te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923’te, İtalya tarafından 12 Mart 1924’te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924’te imzalanmıştır.

Birleşik Krallık’ın anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde olmuştur. Anlaşma, tüm tarafların onayladığına dair belgeler resmi olarak Paris’e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Görüşülen konular ve alınan kararlar

Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması’nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.

Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda Birleşik Krallık ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı. Bu anlaşmazlık Musul Sorunu’na dönüşmüştür.

Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri’nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verildi.

Adalar: Midilli, Limni, Sakız, Semadirek, Sisam ve Ahikerya adaları üzerinde Yunan hakimiyeti hususunda Osmanlı Devleti’nin imzalamış olduğu 1913 tarihli Londra Antlaşması ve 1913 tarihli Atina Antlaşması’nın adalar hakkındaki hükümleri ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunanistan’a bildirilen karar, adaların askeri gayelerle kullanılmaması şartıyla aynen kabul edilmiştir. Anadolu kıyısına üç milden az mesafede bulunan adaların ve Bozcaada, Gökçeada ile Tavşan Adaları üzerindeki Türk hakimiyeti kabul edilmiştir.

Osmanlı Devleti tarafından Uşi Antlaşması ile 1912 yılında İtalya’ya geçici olarak bırakılan On İki Ada üzerindeki bütün haklardan on beşinci maddeyle İtalya lehine feragat edilmiştir.

Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre belirlenmiştir.

Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.

Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması’nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: “Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.”[8] Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Türkiye, tamirat bedeli olarak Yunanistan’dan 4 milyon altın talep etti[9] ancak bu istek kabul edilmedi. Bunun üzerine 59. maddeyle Yunanistan savaş suçu işlediğini kabul etti ve Türkiye tazminat hakkından feragat etti ve sadece savaş tazminatı olarak Yunanistan, Karaağaç bölgesini verdi.

Osmanlı’nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye’ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45,46,47…55, 56).

Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye’nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.

Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin Osmanlı Devleti zamanındaki bütün ayrıcalıklarının kaldırılarak sadece dinî işleri yerine getirmek şartıyla ve bu hususta verilen sözlere güvenilerek İstanbul’da kalmasına izin verildi. Ancak antlaşma metnine patrikhanenin statüsü hususunda tek bir hüküm konulmadı.

Kıbrıs: Osmanlı Devleti Ruslara karşı İngilizleri yanına çekebilmek için 1878 yılında Kıbrıs’taki hakları saklı olmak şartıyla geçici olarak Kıbrıs’ı Birleşik Krallık idaresine vermişti. Birleşik Krallık I. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine 5 Kasım 1914’te Kıbrıs’ı topraklarına kattığını resmen açıkladı. Osmanlı Devleti bu kararı tanımadı. Türkiye Lozan Antlaşması’nın 20. maddesiyle Kıbrıs’taki Birleşik Krallık egemenliğini kabul etti.

Erzurum Kongresi 

Erzurum Kongresi 

Erzurum Kongresi

Erzurum Kongresi, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum’da toplanan kongredir. 17 Haziran’da Vilâyât-ı Şarkıye Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum şubesi tarafından toplanan Erzurum Kongresi Erzurum Umûmî Kongresi veya Umûmî Erzurum Kongresi olarak da anılır.

Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ili Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van’dan gelen 62 delege katılmış; 2 hafta süren kongrede alınan kararlar kurtuluş mücadelesinde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur.

Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına getirilmiştir.

Aslında Kongre görüşmelerinin 10 Temmuz’da[3] başlaması öngörülmüş, delegelerin bir bölümünün anılan tarihte Erzurum’a gelememesinden dolayı ertelenerek, 23 Temmuz’da görüşmelere başlanılmıştır.

23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında merkezi İstanbul’da bulunan Vilâyât-ı Şarkiyye Müdâfaa-i Hukûk-ı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum şubesiyle Trabzon Muhâfaza-i Hukûk-ı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum’da birlikte düzenledikleri mahalli kongreye Maçka temsilcisi olarak İzzet Eyüboğlu katıldı. Bu kongrede Mustafa Kemal Paşa oy çokluğu ile başkanlığa, Maçka temsilcisi İzzet Bey ve Erzurumlu Hoca Raif Efendi başkan vekilliğine seçildi.

Erzurum Kongresi’nin önemi ve özellikleri

Erzurum Kongresi 

Erzurum Kongresi

Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal bağımsızlığın koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.

İlk kez millî sınırlardan bahsedilmiş ve Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı anda Türk vatanı olan topraklarının parçalanamayacağı açıklanmıştır.

Toplanış şekli bakımından bölgesel olmasına karşın aldığı kararlar bakımından millî bir kongredir.

İlk defa geçici bir hükümetin kurulacağından bahsedilmiştir.

Erzurum Kongresi Sivas kongresine bir ön hazırlık çalışması niteliğindedir.

İlk kez başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı dokuz kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Bu Temsil Heyeti bir hükümet gibi görev yapacaktır. (Temsil Heyeti’nin görevi TBMM’nin açılmasına kadar devam edecektir.)

Erzurum Kongresinin bir önemi de Batı Anadolu’da Yunan kuvvetlerine karşı mücadele eden Kuva-yi Milliye üzerinde büyük moral etkisi yaptı.

Erzurum Kongresi Mustafa Kemal’in sivil olarak görev aldığı ilk yerdir. Bölgesel bir kongredir. Kaynak: Wikiwand

PERPA HABERLERİ   

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

Perpa Kaybolmuş

Perpa Kaybolmuş Sadece Merdivenleri Kalmış

Perpa Kaybolmuş

20 Şubat 2019 bu sabah 08:55’de Perpa Kaybolmuş. Bu saatlerde Perpa girişine gelenler her zamanki merdivenlere gelince Perpa’yı göremeyip şaşkınlığa kapıldılar. Perpa Kaybolmuş sadece merdivenleri kalmış

Perpa Kaybolmuş

Perpa Kaybolmuş

İstanbul’u akşam saatlerinde etkisi altına almaya başlayan sis, gece de etkisini sürdürdü. Görüş mesafesi yer yer 10 metreye kadar düşerken, sürücüler ana arterlerde bulunan tabelalarla uyarıldı

Perpa Kaybolmuş

20 Şubat 2019 bu sabah 08:55’de yoğun sis nedeniyle Perpa Kaybolmuş. Bu saatlerde Perpa girişine gelenler her zamanki merdivenlere gelince Perpa’yı göremeyip şaşkınlığa kapıldılar. Perpa Kaybolmuş sadece merdivenleri kalmıştı.

İstanbul’da özellikle gece saatlerinde etkili olan yoğun sis, sürücülere zor anlar yaşattı. Haliç, Çamlıca Tepesi ve Boğaz’da etkili olan sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 10 metreye kadar düştü. DHA’nın haberine göre; Çevreyolu ve D-100 karayolunda bulunan tabelalarla sürücüler sise karşı uyarıldı.

Perpa Kaybolmuş

Perpa Kaybolmuş

İstanbul’un simgesi haline gelen Ortaköy Camii ve 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü de sis nedeniyle kayboldu. Öte yandan sis, kentte kartpostallık görüntüler oluşturdu.

Sis Trafik Kazalarına neden oldu

İstanbul’da geceni ilk saatlerinde başlayan ve etkisini gece boyu sürdüren yoğun sis, kazalara neden oldu. Kazalarda yaralanan olmazken sis nedeniyle görüş mesafesi 10 metreye kadar düştü.

İstanbul’da gece saatlerinde etkili olan sis sürücülere zor anlar yaşattı. Sabah saatlerine kadar etkisini sürdüren yoğun sis nedeniyle görüş mesafesi 10 metreye kadar düştü. İlerlemekte zorluk çeken sürücüler, zaman zaman 30 kilometre hızla gidebildi.

İHA’nın edindiği bilgiye göre, Sarıyer İlçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Balta Limanı kavşağı Edirne istikametinde, yoğun sis sebebiyle 2 trafik kazası meydana geldi. Kazaların yaşandığı olay yerlerine ihbar üzerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Görüş mesafesi 10 metreye kadar düşen ve virajı alamayan Nihat Üstün yönetimindeki kamyonet, kaldırımı aşarak önce yol kenarındaki tabelayı devirdi, ardından ağaca çarptı. Ağacın bir kısmı kırılırken, diğer kısmı kamyonetin ön tarafından takılı kaldı. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin ağacı kesmesiyle kamyonet kurtarıldı.

Aynı kavşakta yine sis nedeniyle görüş mesafesi kısalan Salih Keskin idaresindeki ticari taksi ise yol kenarındaki kaldırıma çarptı. Taksi olay yerine sevk edilen çekici ile yoldan kaldırıldı.

Her iki kazada ölen veya yaralanan olmazken kazaya karışan araçlarda maddi hasar meydana geldi.

Sis deniz ulaşımını engelledi

İstanbul Sis

İstanbul Sis

İstanbul’da Eminönü-Üsküdar ve Haliç seferleri dışındaki tüm vapur seferleri iptal edildi.

Kentteki yoğun sis ve hava muhalefeti nedeniyle deniz ulaşımında aksamalar yaşanıyor. Dün akşam saatlerinden itibaren İstanbul’da özellikle Boğaz çevresinde etkili olan yoğun sis nedeniyle bazı seferler yapılamıyor.

Şehir hatlarından yapılan bilgilendirmeye göre yapılamayan seferler şöyle:

-İstinye-Çubuklu arabalı vapur seferleri
-Beykoz kalkışlı seferler
-Beşiktaş-Adalar seferleri

BAZI İDO SEFERLERİ DE İPTAL

Perpa Kaybolmuş

İstanbul Sis

İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) bazı seferleri iptal edildi. İptal edilen Seferler şöyle:

Yalova-Pendik / 08:00 – 08:45
Pendik-Yalova / 08:00 – 08:45

Uçak seferleri gecikmeli yapılabiliyor

İstanbul’da yoğun sis nedeniyle Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları’ndan uçak seferleri gecikmeli yapılıyor.  Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi, sis nedeniyle iki havalimanında da iniş kalkış kapasitelerinin düştüğünü belirterek, “Bu sebeple seferlerimizde gecikmeler olmaktadır. Saat 10:00 lokal itibariyle görüş mesafesinin normale döneceği beklenmektedir” dedi.

Konuyla ilgili twitter hesabından THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, “Atatürk Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanındaki yoğun sis sebebi ile zorunlu olarak havalimanı iniş kalkış kapasitesi düşmüştür. Bu sebeple seferlerimizde gecikmeler olmaktadır. Saat 10:00 lokal itibariyle görüş mesafesinin normale döneceği beklenmektedir.Tüm ekiplerimiz oluşan bu aksaklığın etkilerini azaltmak ve sizleri güvenle ulaştırmak için gayret etmektedirler. Anlayışınız için teşekkür ederiz.” açıklamasında bulundu.

Habertürk

Sis Neden Olur?

Perpa Kaybolmuş

İstanbul Sis

Sis, görüş alanını düşüren meteorolojik bir olaydır. Küçük su damlacıklarının veya kristallerin yere yakın hava tabakasında yayılmasıyla oluşan sis, farklı oluşum şekillerine dayanmaktadır. Peki, sis neden olur? İşte, sis oluşumu hakkında merak edilen bazı bilgiler

Sis, Sis, yatay görüşü 1000 m’ nin altına düşüren yere yakın hava tabakasında yayılmış küçük su damlacıkları veya kristallerden oluşan meteorolojik bir olaydır.

Sis ulaşımı olumsuz yönde etkileyen yaygın bir meteorolojik olaydır ve yatay görüş mesafesini ve eğer kalınlığı fazla ise dikey görüş mesafesini engelleyen bir hadisedir. Bu nedenle sis insan yaşamını doğrudan etkiler.

Oluşum şekillerine göre sis, 2 ana grupta toplanabilir;

1- Hava Kütlesi Sisleri (Soğuma Sisleri):

a- Adveksiyon Sisleri
b- Radyasyon Sisleri
c -Adveksiyon -Radyasyon Sisleri
d- Yamaç sisleri

2-Cephe Sisleri:

a- Sıcak Cephe önü sisleri
b- Soğuk cephe gerisi sisleri
c -Cephe hattı sisleri

Görüş mesafesine göre sis, 3 başlığa ayrılabilir;

1. Hafif Sis: (Görüş mesafesi 1,6 km.’nin altında)
2. Yoğun Sis: (Görüş mesafesi 1 km.’nin altında)
3. Aşırı Yoğun Sis: (Görüş mesafesi 400 m’ nin altında)

Hürriyet

PERPA HABERLERİ 

PERPA ANA SAYFA  PERPA İLETİŞİM