Geri dönüşüm devrimi
Geri dönüşüm devrimi
Son yıllarda atıklarda geri dönüşüm devrimi yaşanıyor. Bilim insanları, plastik, naylon gibi petrol türevli atıkların geri dönüşümü konusunda ilginç yöntemler geliştiriyorlar. Bazı ülkeler ülkedeki çöpün neredeyse tamamını geri dönüştürmeye başlamışlar.
Japonya’da yıllar önce bir bakterinin PET malzemeleri yiyerek beslendiği keşfedildi. Bu keşif üzerine çalışan bilim insanları tüm plastik atıkları yok edebilecek bir enzim üzerinde çalışma yürütüyorlar. Okyanuslara dökülen petrolün bazı bakteriler tarafından tüketildiği anlaşıldı.
Geri dönüşüm devrimi
Tüm bu gelişmeler olumlu görünsede çalışmaların endüstriyel düzeyde uygulamasına henüz çok uzağız. Bu konuda İsveçin başardığı atıkların % 95’e varan oranda atıkların geri dönümü proje ve uygulamaları dikkat çekiyor.
Önümüzdeki 10 yıl içinde petrol türevli plastik atıklara bir çözüm bulunmaz ise okyanuslardaki canlılığın hızlıca yok olacağı düşünülüyor. Bu durumda İsveç’in uyguladığı geri dönüşüm projelerini dikkatle incelemek gerekiyor.
Konu ile ilgili çeşitli kaynaklardan derlediğimiz bilgileri bir dosyada toparladık.
Geri dönüşüm devrimi
Geri dönüşüm devrimi
Plastiği çözen enzim geliştirildi
Ideonella sakaiensis
Yaşasın Ideonella sakaiensis
Bilim insanları, doğada çözünmeyen ve kirliliğe yol açan plastikleri çözebilecek bir enzim geliştirdi.
Plastik şişelerde kullanılan PET’lerin doğada çözünmesi yüzlerce yıl sürebiliyor. Fakat PETase adlı enzim sayesinde plastikleri birkaç gün içinde çözündürmek mümkün olabilir.
Geri dönüşüm devrimi
Bu plastik geri dönüşümünde bir devrim yaratarak plastiklerin daha verimli bir şekilde yeniden kullanılmasını sağlayabilir.
Japonya’da bir çöplükte keşfedilen enzim, doğada da PET “yiyen” bir bakteri tarafından salgılanıyor. Ideonella sakaiensis adlı bakteri, plastik yiyerek ürettiği enerjiyle hayatta kalıyor.
Araştırmacılar bu türü liman kenti Sakai’de bir plastik geri dönüşüm tesisinde 2016 yılında bulmuştu.
Geri dönüşüm devrimi
Sahildeki plastik şişeler
Araştırmada yer alan Prof. John McGeehan, plastiğin yalnızca 50 yıldır doğada büyük miktarlarda var olduğuna dikkat çekerken bu sürenin bir bakterinin evrim geçirmesi için kısa bir süre olduğunu söyledi.
PET’lerin dahil olduğu plastik grubu olan polyesterler doğada da oluşuyor.
Portsmouth Üniversitesi’nden Prof. McGeehan bu polyesterlerin bitki yapraklarını koruduğunu, bakterilerin de milyonlarca yıldır bunları yemek için evrimleştiğini, fakat bu polyesterlerden PET yemeye geçmelerinin beklenmedik bir hızda yaşandığını belirtti.
Bilim insanları PETase enziminin nasıl çalıştığını çözdükten sonra küçük eklemelerle bu enzimi daha verimli hale getirdi.
Geri dönüşüm devrimi
PETase molekülü
Araştırmacılar PETase’nin detaylı modeli üzerinde nasıl geliştirmeler yapabileceklerini bulmaya çalışıyor
Bu durum, PETase’nin evriminin tamamlanmadığını, 50 yıllık kısa süre içinde bu kadar evrimleşebildiğini gösteriyor.
Araştırmacılar enzimi PET’e alternatif olarak geliştirilen bitki tabanlı PEF plastiğinde denediğinde bir sürprizle daha karşılaştı: PETase, PEF’leri daha başarılı bir şekilde çözüyordu.
Geri dönüşüm devrimi
Prof. McGeehan, mevcut geri dönüşüm tesislerinde polyesterlerin her geri dönüşümde kalitelerinin düştüğünü, bir süre sonra kullanılamaz hale geldiğini fakat PETase’nin plastiği temel yapı taşlarına ayrıştırarak daha iyi bir geri dönüşüm sağlayacağını söyledi.
Enzimin endüstriyel seviyede üretilmesi içinse en az birkaç yıla ihtiyaç var. Bunun için PET’i daha hızlı çözebilen bir hale getirilmesi gerekiyor.
“Portsmoth Üniversitesi’nde yürütülen araştırmada doktora öğrencileri ve hatta lisans öğrencileri de yer alıyor.
Laboratuvarlarını ziyaret ettiğimde, duydukları heyecanın bulaşıcı olduğunu fark ettim.
Geri dönüşüm devrimi
PET’i geliştirmek zeka isteyen bir mühendislikti ve şimdi onu tekrardan çözmenin yolunu bulmuş olmaktan ötürü çok mutlular. Plastik kirliliği tehdidiyle büyüyen bu insanlar bu sorunu çözmek için büyük motivasyona sahip.
Fakat bu enzimi gerçek hayatta kullanılır hale getirmek için de büyük çaba gerekecek.
Bu enzimi ucuz bir şekilde üretebilmek aşılması gereken engellerden biri, diğeri ise bunu endüstriyel seviyede kullanabilmek.
Bu “hızlandırılmış bilimin” bir örneği. Bir bakteri türü yalnızca birkaç on yıl içinde plastik yiyerek hayatta kalacak şekilde evrimleşti. PET’leri çözen enzimi ise yeni keşfedildi.
Şimdi elimizde bu enzimin bilim insanları tarafından daha da geliştirilmiş hali var. Plastik kirliliği kriziyle mücadelede bunun gibi bir gelişme hayati öneme sahip.”
David Shukman, Bilim Editörü
Geri dönüşüm devrimi
Petrol yiyen bakteriler okyanusları kurtarabilir mi?
ALCANIVORAX BORKUMEMSIS
Petrol ve petrol ürünlerinin çevreye zararları saymakla bitmiyor. Çoğunlukla kazalar sonucu yaşanan petrol sızıntılarıyla mücadele için, bilim insanları yeni yöntemler üzerinde çalışıyor. Petrol yiyen bakteri türleri üzerinde çalışan araştırmacılar, bu mikro-organizmaların okyanusları temizleyebileceğini söylüyor.
Petrol yiyen bakteriler okyanusları temizleyebilir mi?
Kanada’nın Quebec Üniversitesi araştırmacıları petrol yiyen bakteriler üzerinde yıllardır yapılan araştırmaların parlak sonuçlar verdiğini açıkladı.
Geri dönüşüm devrimi
Dünya okyanuslarının bazı bölgelerinde yaşanan petrol sızıntılarının kendi kendine yok olduğunu gören araştırmacılar “Alcanivorax borkumemsis” adlı bakterinin petrol ve doğalgaz bileşenlerini tükettiğini söylüyorlar.
10 yıldır bu mikro organizmalarla çalışan Kanadalı araştırmacılar bakterinin salgıladığı enzimleri petrol sızıntısına maruz kalmış toprak örneklerine uyguladı.
Bakterilerin ham petrolün yanı sıra benzen ve tolüen gibi petrol türevlerini de temizleyebildiği ortaya çıktı.
Uzmanlar bakterilerin, petrol sızıntılarının yanı sıra petrokimya tesislerindeki atıkları temizlemek için kullanılabileceğini söylüyor.
Petrol yiyen bakterilerin doğal yaşama herhangi bir zararı olmadığı ifade ediliyor. Dünyanın farklı bölgelerindeki araştırmacılar, bu bakterilerin büyük ölçekte kullanılabilmesi için çalışıyor.
Geri dönüşüm devrimi
İsveç’in çöpte geri dönüşüm devrimi!
Geri dönüşüm devrimi
İsveç’in hedefi 2020 yılına kadar sıfır atıklı bir ülke olmak. Bugün ülkedeki evsel atıkların yüzde 99’undan fazlası bir şekilde geri dönüştürülüyor.
ÇEVRE bilinci ve atık yönetimi söz konusu olduğunda, İsveç dünyanın en ileri ülkelerinden biri olarak öne çıkıyor. Ülke neredeyse tüm atıklarını geri dönüştürüyor ve bu süreçte elektrik ve ısı üretiyor. İsveç’in atıklarının yaklaşık yarısı elektrik, bölgesel ısıtma ve uzaktan soğutma için enerjiye çevriliyor.
Hatta Norveç gibi komşu ülkeler İsveç’e para ödeyerek çöp satıyor. Böylece yakma işlemini daha ucuza İsveç’te yaptırarak, ortaya çıkan metal küllerini de geri alıyor. İsveç’in bu “çöp devrimi” başarısını İstanbul’da bir araya geldiğimiz İsveç Başkonsolosu Therese Hyden anlattı. Hyden, geri dönüşüm devriminin evlerden başladığını anlatarak şunları söyledi:
Çöpte devrim formülü“2020’ye kadar sıfır atık hedefleyen bir vizyon ortaya koyduk, bunun arkasında elbette bir strateji ve plan var. Geri dönüşüm doğal olarak gelen bir şey değil. Düzenlemenin, iletişimin, yatırımların ve atıkların geri dönüşüme gönderilmesini sağlayan sistemlerin bulunmasının sonucu. Sıfır atık, artık toplum olarak bizden hiçbir atık veya çöpün çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Tam tersine eğilim olarak daha fazla tüketiyoruz ve hala daha fazla atık üretiyoruz.
Elbette bu başlı başına bir sorun ve insanoğlu olarak ürettiğimiz atık miktarını azaltmayı düşünmemiz gerekiyor. Ama diğer önemli şey ürettiğimiz atıklarla nasıl başa çıkılacağıdır. Bunu yapmanın birkaç yolu var: Biri geri dönüşüm, diğeri de atıkları enerji gibi başka amaçlar için kullanmak. Yani çöpten enerji üretimi.”
Çöp bedava
Geri dönüşüm devrimi
Hyden, 3 tonluk çöpten elde edilen enerjinin 1 ton akaryakıttan sağlanacak enerjiyle eşdeğer olduğunu belirterek, “Çöpten enerji üretimi ve geri dönüşüm stratejimizde önemli rol oynadı. Çöp her daim var ve bedava. Bu nedenle çöpünüzü değerlendirmek aslında bir yatırım” diyor.
Hyden, İsveç’in çöpü enerjiye çevirirken bir anlamda çöpü altına çevirmiş olduğunu belirterek, “Evet, nüfus olarak çok kalabalık değiliz, 10 milyon kişiyiz. Ancak hane halkları arasında evsel atıklarımızın yüzde 99’unu geri dönüştürüyoruz” diyor. İsveç’in yolculuğunun bireylerden başladığını vurgulayan Hyden, ‘Çöp Devrimi’nin formülünü şu sözlerle anlatıyor:
“Evden başlayarak çöpleri ayrıştırıyorsunuz, bunu belediyenin sağladığı altyapıyı kullanarak yapabiliyorsunuz. Yaşadığınız yerde her zaman bir çöp toplama noktası oluyor. Dışarıdaki çöp kutuları sadece bir tane değil; teneke kutular, kağıt, evsel atık, cam ve plastik için evinizin hemen önünde ayrı çöp kutularına sahip oluyorsunuz. Zaten çöpler burada ayrılıyor.
Tabii bu sistemi bir gecede kurmadık. ‘Çöpümüze dikkat etmek için zaman harcıyoruz, bu başka birinin işi değil mi’ şeklindeki algıyı kırdık. Bunun da arkasında eskiden beri gelen doğaya erişim geleneği ile çöp ve atık yönetimindeki erken mevzuat ve düzenlemeler var.
İsveç’te açık havaya erişim hakkı diye bir hak var. Yani İsveç’te herhangi bir doğaya, ormana girme hakkınız vardır ve burada gidip bir piknik veya istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz ancak geçerli olan birkaç kural vardır. Bu kurallardan biri, arkanızda çöp bırakmamanızdır. Orada ürettiğiniz çöpleri yanınıza alırsınız, böylece doğada hiçbir iz bırakmamış olursunuz. Bu yüzyıllık bir şey, hala sahip olduğumuz bir gelenek ve şimdi de anayasamızın bir parçası.
Ve bugün, bir parkta çöp attığınız zaman, polisin size gelip para cezası verebileceğine dair yasalarımız var. Ancak, sadece yasalara sahip olmak çözüm değil. Biraz da davranış, zihniyet, tavır ve geleneklerle ilgili… Bu, diğer insanlara bakan bir çocuk olarak öğrendiğiniz bir şeydir, kendi ailenizdeki, kendi toplumunuzdaki sosyal normlardır. Çöpünüzü doğaya değil de çöp kutusuna atmanızı söyleyen bir sosyal norm varsa, o zaman siz de böyle davranırsınız.”
Therese Hyden
Teşvik edin
ÇÖP toplamadan geri dönüşüme uzanan sistemin sadece sosyal normlar değil, teşviklere de dayandığını belirten Hyden, “İnsanların geri dönüşüm yapmasını nasıl sağlarsınız? Bunun bir yöntemi geri dönüştürürken karşılığında bir şey almak. Örneğin İsveç’te uzun süredir her türlü plastik ve metal kutuları iade ettiğinizde depozito alabiliyorsunuz.
Bu geri dönüşüm makinelerini İsveç’te herhangi bir gıda dükkanında bulabilirsiniz. Şişelerinizi makineye koyuyorsunuz, karşılığında bir fiş alıyorsunuz ve bunu kasada ödeme yapmak için veya paraya çevirmek için kullanabiliyorsunuz. Hiçbir yerde ortalıkta atılı şişe veya teneke göremezsiniz çünkü birisi bunu toplar ve gidip parasını alır” diyor.
Türkiye’nin çöp potansiyeli
ÇÖPTEN enerji üretmek için Türkiye’de iyi bir potansiyel olduğunu söyleyen Hyden, “Türkiye artan nüfusa, yüksek tüketime sahip. Her yerde çok miktarda ambalaj, plastik kullanımı var. Bu da toplanması gereken önemli bir atık ve çöp kaynağı olduğunu gösteriyor. Elbette bu zaten toplanıyor. Geliştirilmesi gereken ise geri dönüşüm ve atıktan enerji için altyapı.
Türkiye ve İsveç bu alanda işbirliği yapabilir. Geri dönüşümden, hem ısı hem de elektrik sağlayabilirsiniz. Bir şekilde zaten bu çöpten kurtulmanız lazım. Çöp yakmak da tamamen temiz değil, bu nedenle öncelikle mümkün olduğunca tekrar kullanabilmek önem taşıyor. Ama tekrar kullanamayacağınız şeyleri bu sisteme gönderebiliyorsunuz” diyor.
Türkiye’de belediyelerden bunu yapmak için büyük talep olduğunu kaydeden Hyden, “Biz kuzeyde küçük bir ülkeyiz, hayatta kalmak için adapte olmanız gerekiyor. Bu da bu tür değişiklikleri bir tehdit olarak değil, bir fırsat olarak görmemize yardımcı oldu” diyor.
Plastik, baskılı, ücretli poşetleri kullanımına dair yeni Plastik Poşet Yönetmeliği yayınlandı.
Kaynaklar:
NTV BBC Hürriyet
HABERLER ANA SAYFA